Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, bankaların hesaplarda bulunan paranın güvenliğini tam olarak sağlamak zorunda olduğuna dikkat çekerek, etkili bir güvenlik önlemi geliştiremeyen bankaların müşterilerinin mevduatından sorumlu olduğunu belirtti.
Yargıtay’ın gündemine yansıyan olay Eskişehir’de yaşandı.
Türkiye Gazetesi'nin haberine göre özel bir bankanın Eskişehir şubesinde hesabı bulunan davacı adına bankanın İskenderun Şubesinde hesap açıldı. Davacının bilgisi dışında Eskişehir’den İskenderun Şubesine para transferi gerçekleştirildi, oradan da başka bir ildeki şubeden çekildi.
Davacı, kendisinin bilgi ve talimatı dışında yapılan işlemle ilgili bildirim yapılmadığını, bankanın kusurlu davrandığını, özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirtti ve internet bankacılığı sebebiyle uğradığı zararın faiziyle birlikte kendisine ödenmesini talep etti.
Banka, havale işlemi sırasında davacının telefon ile aranarak sorulan tüm sorulara doğru cevap verdiğini, ilk havalenin gerçekleştirildiğini ikinci ödeme esnasında ise imza teyidi alınamadığı için işlemin gerçekleştirilmediğini belirterek, bilgi işlem sistemlerinin her yönüyle güvenli olduğunu, BDDK tarafından düzenli olarak denetlendiklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etti. Davaya bakan Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, bankanın kusuru olmadığına, davanın reddine karar verdi. Karara itiraz gelince Yargıtay yerel mahkemenin kararını bozdu.
Daire, usulsüz işlemle çekilen paraların aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olduğunu, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağının devam ettiğini belirtti. Kararda, "İşlemde davacının üçüncü kişilerle iş birliği yaparak veya başka şekilde kusurlu davrandığı ispatlanamamıştır. Davalı banka tarafından, hesapta bulunan paranın güvenliğinin tam olarak sağlanamadığı, kötü niyetli kişilerin işlemlerine karşı korunamadığı, güvenlik önlemlerini geliştirmediği, bu önlemleri kullanmayı, müşterileri için zorunlu hale getirmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı banka hesaptan çekilen tüm paradan sorumludur. Bunun ilke olarak kabulü gerekir" denildi.