Mekke döneminde inen ve iniş sırasına göre 5. sure olan Fatiha Suresi birçok Müslüman tarafından ikinci ayetinin başlangıcına binaen Elham Suresi olarak da anılır.
Elhamd (halk ağzında Elham) Fâtiha sûresinin Türkçe’deki en meşhur adı olup “Sûretü’l-hamd” tamlamasının kısaltılmış şeklidir. Bu adlandırma, sûrenin ilk kelimesi olan “el-hamd” lafzından veya sûrenin bütünüyle hamd mânasını taşımasından kaynaklanmış olmalıdır.
Fatiha kelimesi Kur’an-ın ilk suresi olduğu için “açmak, açıklığa kavuşturmak, meşakkati gidermek ve başlangıç’’ anlamlarını gelir.
Mekke döneminde nazil olmuş ve yedi ayetten oluşan Elham Suresi, Allah'ın (C.C) varlığını, birliğini ve hükümranlığını anlatan suredir.
Farz ve sünnet olan her namazda okunan Elham Suresi, Müslümanlar tarafından her vakit namazın her rekâtında okunmaktadır.
Elham Suresi, Kur'an’ın iniş nedenini, içerisindeki bilgilerin ve hükümleri özet biçiminde ihtiva ediyor. Elham Suresinin konusu, Kur'an’ın ne için gönderildiğinde dair bilgiler vermenin yanı sıra, insanların yapıp yapmamaları gereken hususlar üzerinde duruluyor.
Elham Suresi, İslam dininde en faziletli sureler içerisinde yer alır. Faziletleri arasında; başarılı olmak, yardım görmek, şefkat sahibi olmaya yöneltme gibi durumlar bulunur. Fatiha Suresi, kişinin düşmana üstün gelmesi, kötülüklerden korunması, mevki sahibi olması ve mülk edinmesi için okunabilen sureler arasında bulunur.
Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Allah Teâlâ, ne Tevrat’ta ne de İncil’de Ümmü’l-Kur’ân olan Fâtiha gibi bir sûre indirmiştir. es-Seb‘u’l-Mesâni odur. Yüce Allah: "O, benim ile kulum arasında ikiye taksim edilmiştir. Kuluma da istediği verilecektir" buyurmaktadır.” (Tirmizî, Tefsir 15, 4)
Sahâbeden Ebû Sâid el-Mualla anlatıyor: “Mescidde namaz kılıyordum. Resûlullah (s.a.s.) beni çağırdı, fakat davetine icâbet edemedim. Daha sonra: «Ey Allah’ın Rasûlu namaz kılıyordum» diyerek mazaretimi beyân ettim. Peygamberimiz: “Yüce Allah: «Allah ve Rasûlü sizi, size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman onlara uyun!» (Enfâl 8/24) diye buyurmuyor mu?” dedi. Sonra: “Mescitten çıkmadan önce Kur’ân-ı Kerîm’deki en büyük sûreyi sana öğreteceğim” buyurdu. Sonra elimden tuttu. Mescitten çıkmak istediğini görünce: «Bana Kur’ân-ı Kerîm’deki en büyük sûreyi öğreteceğini söylememiş miydiniz?» dedim. Şöyle buyurdu: “Evet o, Elhamdülillâhi rabbilâlemin’dir. Bana verilen es-Seb‘u’1-Mesânî ve Kur’ân-ı Azîm odur.” (Buhârî, Tefsir 1, 1)
Müfessir Mücâhid’den nakledilen bir rivayet şöyledir: “Şüphesiz lanetli İblîs dört defa sarsıla sarsıla inlemiştir. Lanete uğradığı zaman, cennetten kovulduğu zaman, Hz. Muhammed (s.a.s.) peygamber olarak gönderildiği zaman ve Fâtiha sûresi indirildiği zaman.” (Kurtubî, el-Câmi‘, I, 109)
Kur’ân-ı Kerîm, en büyük şifa kaynağıdır. O, insanlığın mânevî dertlerine devâ olduğu gibi, maddi hastalıklara da şifa olmaktadır. Kur’an’ın bu hususiyeti, Fâtiha sûresinde daha çok kendini göstermektedir. Konu ile ilgili rivayetlerde şu bilgiler yer alır:
Allah Resûlü (s.a.s.) buyurdu ki: “Fâtihatü’l-Kitâb, bütün hastalıklara şifadır.” (Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân 12)
Sahâbeden Ebû Sâid el-Hudrî (r.a.), bir sefer esnasında kendisini yılan ısırmış bir kabile reisine Fâtiha sûresini okumuş ve o da iyileşmiştir. (bk. Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 9)
Bismillahirrahmanirrahim
Elhamdulillâhi rabbil'alemin
Errahmânir'rahim
Mâliki yevmiddin
İyyâke na'budu Ve iyyâke neste'în
İhdinessirâtal mustakîm
Sirâtallezine en'amte aleyhim
Ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Hamd, Alemlerin Rabbi
Rahman, Rahim
Hesap ve ceza gününün maliki Allah'a mahsustur.
Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
Bizi doğru yola,
Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanlarınkine ve sapkınlarınkine değil.