Bergen kimdir? Bergen’in kocası kimdir? İşte Bergen’in hayatı

Arabesk-fantezi türünde söylediği şarkılarla ve Acıların Kadını lakabıyla bilinen Bergen’in hayatı merak ediliyor. Peki Bergen kimdir? Bergen neden öldü? Bergen’in kocası kimdir?

HM
Haber Merkezi
YAYINLAMA
08 Mart 2023 17:49
GÜNCELLEME
08 Mart 2023 18:00
Bergen kimdir? Bergen’in kocası kimdir? İşte Bergen’in hayatı
HM
Haber Merkezi

Arabeskin Kraliçesi olarak Türkiye’de ün kazanan Bergen, sesiyle olduğu kadar yaşadıklarıyla da insanların dikkatini çekiyor.

Bergen’in hayatı

Asıl adı Belgin Sarılmışer olan ama genellikle sahne adıyla bilinen Bergen, 15 Temmuz 1959 yılında Mersin’de dünyaya geldi. Yedi çocuklu bir ailenin son çocuğu olan Bergen, 6 yaşında anne ve babasının boşanmasının ardından annesiyle birlikte Ankara’ya yerleşti.

Eğitim hayatına Ankara Yenimahalle Yunus Emre İlkokulunda başlayan Bergen, o dönemlerinde mandolin çalıp şarkı söylemeye başlamıştı. Bu yeteneğini fark eden öğretmenleri sayesinde Ankara Devlet Konservatuvarı sınavlarına girerek, piyano bölümünü birincilikle kazandı.

Konservatuvarda piyano ve viyolonsel eğitimleri alan Bergen bir süre sonra yaşadığı maddi zorluklar nedeniyle okulunu bırakıp PTT’de memur olarak çalışmaya başladı.

1977 yılında bir gece eğlenmek için gittiği Feyman Gece Kulübünde arkadaşlarının ısrarıyla sahneye çıkan Bergen’in o gün itibariyle hayatı değişmeye başladı.

Feyman Gece Kulübü sahibi İlhan Feyman’ın o gece Bergen’i dinlemesinin ardından iş teklifinde bulundu. Grup Lokomotif orkestrasıyla birlikte kulüpte sahne almaya başlayan Bergen Türk sanat müziği ve dönemin modası olan aranjman parçalar seslendirdi.

Bir müddet Feyman Gece Kulübünde sahne aldıktan sonra Adana’daki Kuyubaşı Gazinosu’ndan gelen iş teklifini kabul eden Bergen, Adana’da birlikte çalışmaya başladığı Dilber Ay ile yakın bir dostluk kurdu.

Bergen’in kocası kimdir?

Bergen burada çalıştığı sırada her akşam kendisini dinlemeye gelen, çiçekler ve hediyeler gönderen hayranı Halis Serbest ile tanıştı.  Halis Serbest’in kendisine gösterdiği ilgiden etkilenen Bergen, onunla evlenmeyi kabul etti.

Bir müddet sonra sevdiği adamdan şiddet görmeye başlayan Bergen, Serbest’in onu kandırarak sahte bir evlilik yaptığını ardından da aslında Serbest’in evli ve üç çocuk sahibi olduğunu öğrendi.

Halis Serbest’ten ayrılarak Ankara’ya dönen Bergen 1979 yılında Başken Gazinosu’nda Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses ve Müjde Ar gibi sanatçıların yer aldığı kadroda sahneye çıkmaya başladı.

O dönemde eşinden boşanan Halis Serbest’e kendisine uyguladığı şiddette rağmen karşı koymayan Bergen çok aşık olduğunu söylediği Halis Serbest ile resmi olarak nikah masasına oturdu. Ancak Serbest’in şiddetlerinin giderek artması üzerine bir süre sonra Bergen ayrı yaşamaya karar vererek Ankara’da sahne çalışmalarına döndü.

Bergen’e kezzaplı saldırı

İlk longplay çalışması olan ‘Şikayetim Var’ albümünü 1983 yılında Atlas Plak’ta çıkaran Bergen, 31 Ekim 1982’de çalışmak için gittiği İzmir’de onu terk etmesini hazmedemeyen eşi Halis Serbest’in saldırısına uğradı. Alsancak’ta New York adındaki pavyonun kapısında taksiye binmek üzere olan Bergen, Halis Serbest’in azmettirdiği kiralık katilin kezzaplı saldırısına uğradı. Serbest tarafından İzmir’e gönderilen saldırgan Bergen’in üzerine bir kova kezzap attı.  Bergen saldırı anını bir mülakatta şöyle anlatmıştır:

“O anda iki gözüm gitti. Biraz alkollü olduğum için hiçbir şeyin farkında değilim. Sadece çığlıklar duyuyorum. Bir ara 'Suya götürün!' diyorlar. Kadere bak ki, sular kesik. Su, ip gibi akıyor. Üzerimdeki giysileri yırtıp her tarafımı sardılar. O an her yer çok karanlık, bir şey göremiyor, gözlerimi açamıyorum. Kısa bir süre sonra ekip arabası geldi. Ege Üniversitesi Hastanesi'ne götürdüler. Hastanede 45 gün kaldım, yara tedavisi gördüm.”

Bergen’in kariyeri

Yaşadığı kezzap saldırısıyla Türkiye’de gazete manşetlerine çıkarak ülke çapında da tanınan Bergen, gazinocu Cengiz Özşeker’in ikna etmesi sonucu tekrar sahneye çıkmaya başladı.

1983 yılında ‘Kardeşiz Kader’ adlı 12 şarkılık albümünü çıkartırken saçının perçemiyle gözünü kapatarak sahne almaya başladı. Yüzünün sağ tarafını saçlarıyla kapatmasıyla özdeşleşen şarkıcı bir ikona dönüştü.

Yaşar Plakçılık’ın sahibi Yaşar Kekeva’nın davetiyle 29 Mart 1985’te ilk defa İstanbul’da sahne alan Bergen o yıllarda İnsan Severse adında bir albüm çıkarttı. 1986 yılının sonlarına doğru Bergen’in mahlası haline gelen Acıların Kadını albümü ona büyük ün getirdi. O yılların en çok satan albümü olmasının ardından “1986 yılı albümü en çok satan arabesk kadın sanatçısı unvanını alarak Altın plak ve Altın Kaset ödüllerinin sahibi oldu.

Tüm Türkiye’de Acıların Kadını ve Arabeskin Kraliçesi olarak anılmaya başlayan Bergen, 1987’de Ülkü Erakalın’ın yönetmenliğini üstlendiği ve senaryosunu kaleme aldığı ‘Acıların Kadını’ filminde kendi hayatını canlandırdı.

Aynı yıl konser için gittiği Adana'da, sahneye çıkarken gazinonun fotoğrafçısı tarafından bıçaklandı. Saldırıyı hafif yaralı olarak atlattı ve ayakta tedavi olduktan kısa süre sonra iyileşti. Bir dönem sahneyi bırakan sanatçı, Selami Şahin, Özer Şenay ve Cengiz Tekin'in yönetmenliklerinde sırasıyla "Onu da Yak Tanrım", "Sevgimin Bedeli" ve "İstemiyorum" adlı albümleri çıkardı.

Bergen, kendisine yönelik kezzaplı saldırının azmettiricisi Serbest'in, yakalanıp yedi yıl hapis cezası almasının ardından onunla ilişkisini sürdürdü. Serbest'in 1988'de tahliye olması üzerine müzik ve sinemayı bıraktı. Ancak 1989 yılında eşinden boşandı ve yeniden çalışmaya başladı. Fakat eski eşi tarafından sürekli takip edilerek tehditlere maruz kaldı. Son olarak "Yıllar Affetmez" adlı albümü çıkardı.

Bergen'in ölümü

14 Ağustos 1989'u 15 Ağustos'a bağlayan gece, Adana'nın Pozantı ilçesinde Halis Serbest tarafından kurşunlanarak öldürüldü. Silahlı saldırıda annesi Sabahat Çakır ise yaralandı. Bergen doğduğu yer olan Mersin'deki Şehir Mezarlığı'na defnedildi. Cinayetten sonra yurtdışına kaçan katil Almanya‘da yakalanıp; 15 yıla mahkûm oldu. Cezası iyi halden 3 yıla indirilen Halis Serbest, Almanya ve Türkiye'deki 16 aylık tutukluluk süresi göz önüne alınarak 7 ay hapis cezası almıştır.

Sanatçının mezarı Mersin'de bulunmaktadır ve katilin tehditleri nedeniyle 6 kilitli bir kafesle korunmaktadır. Kardeşi bu durumla ilgili şöyle demiştir: "O adam, 32 yıl önce Belgin'i öldürmeden, gecenin ikisinde arardı telefonla "Kemiklerini size bırakmayacağım, onu öldüreceğim" derdi. Annem o mezara o kafesi onun için yaptırdı.”

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa