Iğdır’da 2 ay önce 3. Çocuğunu dünyaya getiren Özlem Gökdere, doğum sonrası Adem ismini verdiği oğlunun bütün kontrollerini yaptırarak hastaneden taburcu oldu.
Ancak Adem bebek sürekli ağlıyordu.
Anne, “gazı var, bebektir” diye düşünerek çok üzerinde durmadı. Ancak ağlamalar devam edince hastaneye gitseler de kontrollerde olumsuzluğa rastlanmadı.
Özlem Gökdere bir gün oğluna banyo yaptırırken bebeğin arka bacak kısmında bir kızarıklık gördü.Anne kızarıklığı böcek ısırığı zannetti.
Sonraki gün bu kez çocuğun altını değiştirirken kızarıklığın olduğu yerde bir metal parçası fark etti. Ucu görünen metali inceleyen anne geri çektiğinde bebeğin bacağına saplanmış halde bulunan yaklaşık 4 santimlik iğne parçasıyla karşılaştı.
Yaşadıkları durum karşısında şok olan aile hemen çocuklarını hastaneye götürdü. Hastanede yapılan tahlillerde vücutta başka bir şey çıkmayınca Adem bebeğin 2 ay boyunca enjektör iğnesi ile yaşadığı ve sürekli ağlamasının da sebebinin bu olduğu ortaya çıktı.
Hastanede kendilerine iğnenin dışarıdan çocuğun vücuduna girdiğinin söylendiğini belirten yetkililere kızan aile hukuk mücadelesi başlattı.
Çocuğun iki ay boyunca sürekli ağladığını belirten anne Özlem Gökdere şunlaı söyledi:
“2 ay önce Iğdır Devlet Hastanesi'nde doğum yaptım. Büyük ihtimal ile bu iğne unutulması doğumda oldu. Çünkü çocuk 2 aydır tamamıyla huzursuz hani sürekli kucakta hani sürekli emzirerek durduruyoruz. Biz bebektir diye umursamıyorduk, gazı vardır, sancısı vardır ne bileyim uykusuzdur, şudur budur diyerek bilemiyorduk. Çünkü çocuğun vücudunda hiçbir şey yoktu. Çocuğa banyo yaptığımda bacağının arkasında kızarıklık gördüm. Sinek ısırmış ya da böcek yemiştir dedik, o gün umursamadık. Ertesi gün otururken altını değiştirdiğimizde orayı açtığımda pantolonu kanlar içinde gördüm. Vücudundan iğnenin ucu çıkmıştı. Bir demir parçası zannettim, elimizde çektik çıkarttık ki enjektör iğnesi çıktı. Zaten o anda şok geçirdik ne yapacağımızı bilemedik. Apar topar çocuğu hastaneye götürdük. Acilde gerekli kan almalar, ultrason, röntgen falan çekildi. Çok şükür Allah'ın mucizesi diyoruz biz buna çıkmayabilirdi de. İçinde de kalabilirdi. Herhangi bir yara bere iz, yoktu. Bundan sonra ödem oluşmuş bacağında, dokuda küçük bir hasar oluşmuş. Küçük bir şeyle atlattık, çok büyük şeyler de olabilirdi. Gerekli başvurumuzu yaptık davamızı açtık ilgilenmesini istiyorum. Daha büyük şeyler başımıza gelebilirdi. Acile gittiğimizde doktorlar işte yok siz yapmışsınız yok yakınlarınız batırmıştır parka götürmüşsünüzdür falan filan saçma sapan şeyler söylediler. Hani olmuş ama üstünü örtüyorlar. Diyebilirlerdi hata olmuş, elinden kaçmıştır. Anlayışla karşılardık ama öyle yapmadılar. Aksine kendilerini savunmaya çalıştılar. Bakalım hayırlısıyla davanın sonuçlanmasını istiyoruz. İnşallah başka çocukların başına gelmez. Benim çocuğum olağanüstü bir şekilde kurtuldu, başka çocukların, annelerin başına gelmemesini istiyoruz. İğne tamamı ile çıktı. Gerekli tahlilleri yaptık. Pazartesi günü Erzurum'a gideceğiz gerekli kontrolleri yaptıracağım. İnşallah sonuçlar da güzel çıkar.”
“İğne vücudundayken hiç durmuyordu, diyorum ya sürekli ağlıyordu. Ya kucakta gezdiriyorduk ya da emziriyorduk, yatırıyorduk. Yattıktan 5 dakika sonra yine kalkıyordu. Yani gece gündüz hiç huzuru yoktu. 2 ay sonra uyuduğunun farkına vardık, çocuk rahatladı biz de rahatladık” dedi.
Baba Ümit Gökdere, yetkililerin durum ile ilgilenmesini istediği söyleyerek, “Bu 3. çocuğumuz oldu. Diğer iki çocuğumuz da hiç böyle bir şey yaşamadık yani çocuk sürekli ağlıyor, sürekli rahatsızdı. Biz bebektir diye üstüne çok düşmedik ama gördüğümüz o iğneden sonra tamamıyla bir şok yaşadık. Olayla ilgili gerekli davamızı açtık, bununla yetkililerin ilgilenmesini istiyoruz” dedi.