Yaklaşık olarak M.Ö. 4000 yıllarına kadar dayanan Sümerler Bereketli Hilal adı verilen Mezopotamya bölgesinde surlarla çevrili en az 12 şehir devleti halinde yaşamaktaydılar. Bu şehir devletlerine site adı verilmiştir. Bu siteler ziggurat denilen tapınakların etrafında yapılmaktaydı. Sümerler'de sınıfçı bir toplum anlayışı hakimdi.
Sümerler'in en bilinen şehir devletleri Eridu, Ur, Nippur, Lagaş, Kiş ve Uruk şehirleriydi. Sitelerin her biri farkı tanrı ve tanrıçalara adanmıştı. Sitelerin başında ‘’Patesi’’ ve’’Ensi’’ denilen krallar bulunmuştur. Bu krallar başkomutan, başyargıç ve aynı zamanda başrahiptir, kraliçeler de devlet işlerinde etkilidir. Unken adı verilen sivil meclisleri vardır. Sümerler çok tanrılı bir din sistemine sahiptiler, en önemli tanrıları şunlardır;
Sümerler tanrı ve tanrıçaları için Ziggurat adında 3 katlı 7 odalı tapınaklar inşaat etmişlerdir. Genellikle kare veya dikdörtgen platformlar üzerinde olan Zigguratlar, Piramitlerden farklı olarak üstü düzdür ve basamaklar şeklindedir. Zigguratlar okul, hava deposu, rasathane ve tanrılara gelen hediyeler ve ekip biçilen ürünlerin fazlası içindi çünkü özel mülkiyet diye bir şey yoktu ve her şey tanrılara aitti. Bu ürünleri saklamak için kullanılan yerlerdir. Rasathanede Sümerler gökyüzünü ve Ay’ı incelemekteydiler. Günümüzde bilinen 32 Ziggurat bulunmaktadır. Bunlardan 28’i Irak’ta geri kalan 4’ü İran’dadır.
Sümerler'in rasathanede Ay’ın hareketlerini incelemesi sonucunda Ay Yılı Esaslı Takvimi oluşturmuşlardır. Bu takvime göre her ay, Ay’ın gökte göründüğü an başlıyor. Ayrıca burçlar üzerinde de çalışmalar yapmışlardır. Sümerler Ay ve Güneş tutulmasını da hesaplamışlardır. Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn gibi gezegenleri tespit etmişlerdir.
Sayıyı ilk bulan medeniyettir ve dört işlem yapıkları bilinmektedir. Çemberin 360 derece olarak hesaplamışlardır. Üçgenin iç açılarını da bulmuşlardır.
Sümerler Zigguratlara tanrılar için gelen hediyelerin ve ekip biçilen ürünlerin fazlasını tapınaklara getirilmesi gerektiğinden yani özel mülkiyet diye bir şey olmadığı ve her şeyin tanrılara ait olmasından dolayı gelen ürünlerin kayıt listesini tutmak için 3200 yılında Ziggurat’ın duvarlarına çiviyle çizgiler yaparak şans eseri yazıyı bulmuşlardır bu buluş tarihi devirleri başlatmıştır. Bu yazıya çivi yazısı denir.
Kral Urkagina Dönemi’nde tarihte bilinen ilk yazılı kanunlar çıkarılmıştır. Bu kanunlar;