Abdülfettah es-Sisi, tam adıyla Abdülfettah Said Hüseyin Halil es-Sisi, 19 Kasım 1954 tarihinde Mısır'ın başkenti Kahire'de dünyaya geldi. Sisi, eğitimini Mısır Harp Okulu'nda tamamlamıştır.
Sisi, Kara Harp okulunun ardından sırasıyla; Genel komuta ve Kurmay Subay Kursu, Mısır Komuta ve Kurmay Subay Akademisi ardından 1992 yılında İngiltere'de Genel komuta ve Kurmay Subay Kursu, Komuta ve Kurmay Subay Akademisi, daha sonraMuharebe Kursu, Lisansüstü Harp Akademisi Bursu, Nasır'ın Askeri Bilimler Akademisi, Mısır, 2003 son olarak 2006 Amerika'da Muharebe Kursu, ABD Kara Harp Akademisinde eğitimler aldı ve başarıyla tamamladı.
Abdülfettah es-Sisi, Mısır Silahlı Kuvvetleri'nde yüksek rütbeli bir subay olarak yükseldi. Kariyerinin önemli bir dönüm noktası, 1991 Körfez Savaşı sırasında Mısır'ın koalisyon güçlerine katılmasıydı. Ayrıca Sisi, 2011 Mısır Devrimi sırasında da önemli bir rol oynadı.
Abdülfettah es-Sisi'nin en çok tanındığı olay, 3 Temmuz 2013'te gerçekleşen Mısır darbesidir. O dönemde Mısır'ın demokratik olarak seçilmiş ilk devlet başkanı olan Muhammed Mursi'yi görevden alarak ve Müslüman Kardeşler örgütünü yasaklayarak iktidara geldi. Bu darbe, ulusal ve uluslararası düzeyde tartışmalı ve eleştirilen bir olaydır.
Abdülfettah es-Sisi, 2014 yılında Mısır'ın devlet başkanı olarak seçildi. Daha sonra Sisi, 28-29 Mayıs 2014 tarihlerinde yapılan Mısır'ın ilk serbest cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olarak katıldı. Bu seçimler, 2013 darbesinin ardından gerçekleşti. Sisi, seçimlerde yüksek bir destek alarak Mısır'ın yeni cumhurbaşkanı oldu.
Sisi'nin cumhurbaşkanlığı dönemi boyunca Mısır iç siyasetinde önemli değişiklikler yaşandı ve ülke içindeki ve dışındaki birçok tartışmalı konu gündemde kaldı. Onun yönetimi, Mısır'ın istikrarını yeniden sağlama ve ekonomik büyümeyi teşvik etme amacıyla attığı adımlarla bilinirken, aynı zamanda insan hakları ihlalleri ve baskıcı uygulamalar konusunda eleştirilere maruz kaldı. Her ne kadar destekçileri Mısır'ı güçlendirmek ve istikrarı yeniden sağlamak için bu politikaların gerekli olduğunu savunsa da, eleştirenler insan hakları ve demokratik değerlerin ihlal edildiğini iddia ettiler.
