"..senle bizim aramızdaki fark kardeş, sen adamlarına öldürmeyi öğretirsin, ben ölmeyi. öldürmek için gelen, öldürmeden dönebilir ama ölmek için gelen.."
-usta lüfer var mı lüfer?
yok uskumru var. norveç uskumrusu. vereyim mi efendi?
-koy koy. koy bir yarım, yeşillikte koy, elini korkak alıştırma doldur doldur. çevir balığı, çevir. norveç ha? 20 senede bu kadar mı değişir bir şehir?
ya
-nereye gitti bizim istanbul ha?
nerdeydin dayı dışarda mıydın?
-içerideydim...
"olan olmuştur yeğen, artık hiçbir neden onu olmamış yapamaz"
mesele en mutlu olduğun gün, en güzel hayaller kurduğun o gün ölmekmiş, mesele... neymiş mesele? mesele ölmek değil, mesele dost bildiğin, en güvendiğin adamın eliyle ölmekmiş, mesele.
"Sevdiklerimize çok yakından bakarız. Bu yüzden kusurlarını görmeyiz."
"Uykun gelmiyor diye gözlerini suçlama, belki de o beklediğin uyku değildir."
"Değişmek zordur yeğenim ama bazen aynı adam olmak daha zordur."
"Ara sıra kenara çekilip seyretmek lazım yeğen… Bakmak lazım kimde ne kadarız ve kim bizde ne kadar…"
"Ağlaya ağlaya geldiğin dünyada, güle oynaya yaşayacağını mı sandın yeğen?"
"Artık kaybedecek hiçbir şeyinin kalmaması, özgürlük olsa gerek."
"Acı çekmiş hiç kimse, artık eskisi gibi değildir."
Hiçbir zaman öpüşecek birini aramadık, bizim içi ölsün de demedik. Hani biraz sevse üstünü biz tamamlardık.