You touch, touch, touch the sun in me somehow | İçimdeki güneşe bir şekilde dokunuyorsun, dokunuyorsun, dokunuyorsun.
I say this all the time | Bunu her zaman söylüyorum.
And it breaks this heart of mine | Ve bu kalbimi kırıyor
When I can’t decide | Karar veremediğimde
Does it make sense to discover | Keşfetmek mantıklı mı
The pain inside another | Bir başkasının içindeki acı
Then turn to ice | Sonra buza dön.
If you don’t believe in something besides fear of discomfort | Rahatsızlık korkusu dışında bir şeye inanmıyorsanız
Can anybody know what is wrong or right | Neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilen var mı?
If you take all of my love | Eğer tüm sevgimi alırsan
And I take all of your love | Ve tüm sevgini alıyorum
It’s the trip that gets us higher into the night | Bu yolculuk bizi gecenin içinde daha yükseğe çıkarır.
And we go dayglow | Ve gün ışığına çıkıyoruz
We can’t say no | Hayır diyemeyiz
We just go dayglow | Sadece gün ışığına çıkıyoruz
We can’t say no, oh | Hayır diyemeyiz, oh
Not a day goes by that I don’t know | Bilmediğim bir gün bile geçmiyor
Oh, oh | Oh, oh
We were dayglow | Günışığı gibiydik
I wanna feel your darkness | Karanlığını hissetmek istiyorum
And hold you in the farthest place that you run | Ve seni kaçtığın en uzak yerde tutacağım
Your father and your mother don’t have to be the lover that you become | Babanız ve anneniz sizin sevgiliniz olmak zorunda değil
(I don’t wanna know) | (Bilmek istemiyorum)
It’s all a bunch a bullshit | Hepsi bir avuç saçmalık.
There’s not another culprit | Başka bir suçlu yok
That’s ever gonna hurt worse than honesty | Bu her zaman dürüstlükten daha çok acı verir.
So take all of my love | Bu yüzden tüm sevgimi al
And I’ll take all of your love | Ve tüm sevgini alacağım
It’s the trip that gets us higher into the dream | Bu yolculuk bizi rüyada daha yükseğe çıkarır.
And we go dayglow | Ve gün ışığına çıkıyoruz
We can’t say no | Hayır diyemeyiz
We just go dayglow | Sadece gün ışığına çıkıyoruz
We can’t say no, oh | Hayır diyemeyiz, oh
Not a day goes by that I don’t know | Bilmediğim bir gün bile geçmiyor
Oh, oh | Oh, oh
We were dayglow | Günışığı gibiydik
So hold me tight as time goes by | Zaman geçtikçe bana sıkıca sarıl
I’ll hold the light beside you | Işığı senin yanında tutacağım
Cause every life’s another try | Çünkü her hayat başka bir denemedir
And I just stay inside you | Ve ben sadece senin içinde kalıyorum
And we go dayglow | Ve gün ışığına çıkıyoruz
We can’t say no | Hayır diyemeyiz
We just go dayglow | Sadece gün ışığına çıkıyoruz
We can’t say no, oh | Hayır diyemeyiz, oh
Not a day goes by that I don’t know | Bilmediğim bir gün bile geçmiyor
Oh, oh | Oh, oh
We were dayglow | Günışığı gibiydik