Yabancıdan yabancıya araç satışı, Türkiye'de belirli şartlar altında vergi muafiyeti ile gerçekleştirilen bir işlemdir. Bu özel düzenleme, Türkiye'de ikamet etmeyen yabancı uyruklu kişilerin, Türkiye'deki diğer yabancılara araçlarını satmalarını mümkün kılmakta ve bu süreçte vergi avantajları sunmaktadır.
Yabancı uyruklu kişilerin Türkiye'de bu tür bir araç satışı gerçekleştirebilmeleri için bazı önemli koşullar bulunmaktadır. Öncelikle, satışı gerçekleştirecek olan kişinin Türkiye'de ikamet etmiyor olması gerekiyor. Ayrıca, satışa konu olan aracın Türkiye'de 365 günden daha kısa süre kullanılmış olması ve ticari amaçla kullanılmamış olması şartları da aranıyor.
Yabancıdan yabancıya araç alım-satım işlemleri sırasında, satıcı tarafından sunulması gereken belgeler şunlardır:
Bu işlemler, noter huzurunda gerçekleştirilerek yasal bir zeminde tamamlanmaktadır. Aracın yeni sahibi olacak kişi için ise, satın alma işlemi sonrasında Türkiye'de ikamet etme zorunluluğu bulunmuyor. Ancak, araç satın alındıktan sonra 365 gün içinde yurt dışına çıkarılmazsa, vergi mükellefiyeti başlıyor.
Yabancıdan yabancıya araba alımı, Türkiye'de ikamet eden yabancılar için ekonomik bir avantaj sunuyor. Vergiden muaf olması sayesinde bu araçlar, piyasaya kıyasla daha uygun fiyatlara satın alınabiliyor. Bu durum, Türkiye'nin ikinci el araç piyasasında yeni bir segmentin oluşmasına ve bu segmentin giderek popülerleşmesine yol açıyor.
Bu yöntemle araç satın alan yabancılar, Türkiye'deki araç kullanım maliyetlerini düşürüyor ve kısa süreli Türkiye ziyaretlerinde kendi araçlarını kullanmanın rahatlığını yaşıyorlar. Ayrıca, bu durum yabancıların Türkiye'de daha uzun süreler geçirmelerini teşvik edebilir, dolayısıyla turizm sektörüne dolaylı bir katkı sağlaması da muhtemeldir.
Yabancıdan yabancıya araç satışları, Türkiye'nin uluslararası alanda araç alım-satım kolaylıkları sunan bir ülke olarak imajını güçlendirirken, aynı zamanda ülke ekonomisine de olumlu katkılar sağlayabilecek bir potansiyele sahip. Bu düzenleme, özellikle yabancılar arasında daha fazla ticari etkileşime olanak tanıyarak, Türkiye'nin global ekonomideki konumunu pekiştirmeyi hedefliyor.
