Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) 42. Genel Konferansı'nda, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu eş sunucuların önerdiği, Gazze'deki sivil halka yönelik saldırıların derhal durdurulması çağrısını içeren karar tasarısı, 8'e karşı 96 oyla kabul edildi. Oylamada 33 ülke çekimser kaldı.
Kabul edilen kararda, çocuklar, kadınlar, gençler, öğretmenler ve eğitim çalışanları başta olmak üzere sivillere yönelik saldırıların sona erdirilmesi, okullar ve üniversitelerin hedef alınmaması ve kültürel mirasa zarar verilmemesi talep edildi.
Kararda ayrıca, Gazze'de gazetecilere ve medya kuruluşlarına yönelik saldırılar kınanırken, su ve enerjiye erişim engelleri ve insani yardımların bloke edilmesi konusundaki endişeler dile getirildi.
UNESCO yönetimine, Gazze'ye acil yardım için bir program hazırlaması ve bunu uygulamaya koyması talep edildi. Ayrıca, UNESCO'nun yetki alanlarındaki ilgili ortakların da bu amaçla seferber edilmesi istendi.
Türkiye'nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gülnur Aybet, Gazze'deki duruma dikkat çekerek, İsrail'in saldırıları sonucu 10 binden fazla kişinin, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan, hayatını kaybettiğini belirtti. Aybet, saatte ortalama 6 çocuğun öldürüldüğüne işaret ederek, derhal ateşkese ve Gazze'ye engelsiz insani yardım akışına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Aybet, kararın BM Genel Kurulu'nda büyük destekle kabul edilmesini memnuniyetle karşıladığını ifade ederek, karardaki çağrıların bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Kalıcı çözümün, 1967 sınırlarına dayanan ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti'nin kurulmasıyla mümkün olacağını söyledi.
Oylamada, ABD, Almanya, İtalya, Paraguay, Çekya, Hırvatistan, Guatemala ve Avusturya karara karşı oy kullandı. ABD'nin sunduğu değişiklik önergeleri ise 35'e karşı 59 oyla reddedildi, 39 ülke çekimser kaldı.
İsrail, UNESCO'nun aldığı kararı "tek taraflı" olarak nitelendirerek reddettiğini açıkladı. İsrail Dışişleri Bakanlığı, UNESCO'nun aşırılıkçı hükümetler ve terörizmi destekleyenlerin hizmetinde olduğunu iddia etti ve Filistinli kurbanlar için saygı duruşunda bulunulmasını eleştirdi. İsrail, kararı destekleyen ülkelere ve ABD'ye teşekkür ettiğini belirtti.