TİP (Türkiye İşçi Partisi) Hatay Milletvekili Can Atalay, Yargıtay'ın kararı sonrası AYM'ye bireysel başvuru yapmıştı. AYM (Anayasa Mahkemesi) ise, 27 Ekim’de, cezaevinde tutuklu bulunan Can Atalay’ın "seçilme hakkı" ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti. Karar 4'e karşı 9 oyla alınmıştı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise 8 Kasım'da, Can Atalay için “hak ihlali” kararı veren 5 AYM üyesi hakkında suç duyurusunda bulunma kararı almıştı. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay’ın karşı karşıya geldiği yargı krizinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “taraf” değil “hakem” konumunda olduğunu hatırlatmış, görüş olarak ise Yargıtay’ı desteklemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak sosyal medya platformu X’teki @RTErdogan kurumsal yönetici onaylı hesabından ve Telegram’daki t.me/RTErdogan adresli “Recep Tayyip Erdoğan” grubundan açıklama yaptı.
“Anayasa’nın 104’üncü maddesine göre ‘devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme’ görevi bizdedir.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah biz de bu sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getireceğiz. Yargıtayın yaptığı açıklamalarda dile getirdiği serzenişleri elbette göz ardı edemeyiz. Ama devlet başkanı sıfatıyla bize bu tartışmada hüküm vermek değil hakem olmak düşer. Kişisel eleştirilerimizi baki tutarak iki yüksek yargı organımız arasındaki içtihat farklarının kalıcı bir şekilde giderilmesi için gayret göstereceğiz.” dedi.
Sorunun acil çözümü için de TBMM’yi adres gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Konuyla ilgili anayasal ve yasal değişikliklerin süratle yapılmasından, kalıcı çözümü ise yeni ve sivil bir anayasadan geçmektedir. Bunun adresi de millî iradenin tecelligâhı olan yüce Meclistir. Meclis, eylem ve nümayiş yeri değil ülkenin meselelerine çözüm üretme mercisidir. Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla ve sürece katkı vermek isteyen diğer siyasi partilerle bir çözüm yolu bulacağımıza inanıyorum.”