Subliminal mesajlar, insan bilinçaltına yönlendirilen ve kişinin farkında olmadığı mesajlar veya uyarıcılardır. Bu mesajlar genellikle çok hızlı bir şekilde gösterilir veya çok düşük bir ses seviyesinde iletilir, bu nedenle kişinin bilinçli farkındalığına ulaşmaları zordur. İlk olarak 1957 yılında reklamcılıkta kullanıldığına dair iddialarla gündeme gelen subliminal mesajlar, o zamandan beri birçok alanda ilgi çekti.
Subliminal mesajların çalışma prensibi, bilinçaltının, bilinçli düşüncelerimizin ötesine geçtiği fikrine dayanır. İnsan bilinçaltı, anlık olarak milyonlarca bilgiyi işler ve bu bilgiler, kişinin düşünce, hisler ve davranışlarını etkileyebilir. Subliminal mesajlar, bu bilinçaltı süreçlere doğrudan müdahale edebilir ve insanların kararlarını veya tercihlerini etkileyebilir.
Subliminal mesajların örneklerine gelirsek, reklamcılıkta sıkça kullanıldıkları iddia edilir. Örneğin, bir televizyon reklamında ürünün yanında çok hızlı bir şekilde gösterilen bir mutlu yüz, tüketicilerin bilinçaltında olumlu duygusal tepkiler uyandırabilir ve ürünle olumlu bir ilişki kurmalarını sağlayabilir. Benzer şekilde, birçok müzik parçasında da subliminal mesajlar bulunduğu iddia edilir; ancak bu konuda yapılan çalışmaların sonuçları karmaşık ve çelişkilidir.
Subliminal mesajların etkileri konusunda bilim dünyasında büyük bir tartışma vardır. Bazı araştırmalar, bu mesajların insan davranışlarını etkileyebileceğini göstermiştir. Ancak diğer çalışmalar, subliminal mesajların etkisinin sınırlı olduğunu ve sadece belirli koşullar altında çalıştığını ileri sürmektedir. Örneğin, bir kişinin açıkça belirtilmemiş arzularını etkileme konusundaki iddialar, bilimsel olarak henüz sağlam bir temele oturmuş değildir.
Subliminal mesajlarla ilgili tartışmalar sadece reklamcılıkla sınırlı değildir. Siyaset, eğitim ve tıp gibi birçok alanda subliminal mesajların kullanımı veya etik sorunları gündeme getirir. Bu nedenle, birçok ülke ve bölgede subliminal mesajların kullanımı yasaklanmış veya düzenlenmiştir.
Subliminal mesajlar hala bilinmezliklerle dolu bir konu olarak kabul edilir. Bilinçaltını nasıl etkiledikleri ve insan davranışlarını nasıl etkileyebileceği hala araştırma ve tartışma konusudur. İlerleyen yıllarda, bu gizemli konunun daha fazla aydınlatılması ve etik sorunlarının daha iyi anlaşılması beklenmektedir.