Halil İbrahim Yılmaz Ankara Masası Gündem özel Programında gazeteci Fatih Atik’in konuğu oldu.
ABB eski başkanı Melih Gökçek’in eşi ve avukatlarının katılarak satın aldığı belediye lojmanlarına ilişkin ihalenin usulsüz bulunarak iptalini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine eleştirilerde bulundu.
“Bu sene fitreleri Melih beye verelim, ev alalım ona. Bir şeyi de yoktur onun şimdi. Böyle komik iş olur mu ya? Bir kentte 25 sene belediye başkanlığı yapacaksınız oranın lojmanına mı kaldınız siz? Veya oradaki çalışan personeli, kadrosunda tutmaya mı kaldınız?” diyen Yılmaz, “ Hoş bir seda bırakmak lazım. Torunlarımız var. Onlara itibar bırakacağız.” İfadelerini kullandı.
Halil İbrahim Yılmaz, Ankara’da Melih Gökçek’inde emeği olduğunu belirterek haksızlık etmemek gerektiğini ifade etti.
Gökçek’in yaptığı güzel işler de olduğunu dile getiren Yılmaz, “Birkaç konuda taktir ettiğimiz birisi. Ama ne zaman imar ve emsal olimpiyatlarını başlattıktan sonra başka bir Melih bey çıktı içinden. İnsan görevi bıraktıktan sonra bu tür küçük işlere falan şey yapmaması lazım. Yazık! Kendinize saygınız yoksa bile, çocuklarına, torunlarına saygınız olacak. “ şeklinde konuştu.
Halil İbrahim Yılmaz, yapılan eylemin suç olmayabileceğini, ancak toplumun kafasında soru işareti oluşuyorsa hukuku korumak gerektiğini aktardı.
“70 yaşındaki bir insanla savaşmak derdimiz değil bizim. İnsan önce kendine saygı duyacak ondan sonra toplumun saygı duymasını bekleyecek” ifadelerini kullanan Yılmaz şöyle devam etti:
“24 saat trollük yapıyor. Her mahallede başka insanlara dalaşma falan. Toplumun her kesiminden oy alarak seçildin sen. Sana bu kadar oy veren insanları neden incitiyorsun, üzüyorsun? Utandırıyorsun. O güne kadar kendilerine tebessüm eden herkesin hukukunu korumak zorundalar. Tarihin her hangi bir döneminde kendilerine oy veren herkese karşı borçludurlar. Bugün rakip olduklarına karşı bile. Çünkü Melih bey her kesimden oy alıyordu. Bugün onlara hakaret edemezsiniz siz. Onların inançlarına, değerlerine, liderlerine…”
“ Bunun adı politika değil.Şehr-ül emin… Belediye başkanları o toplumdaki bütün sosyolojilerin emin adamıdır. Hepsine güven vermek zorundadır. Kendisine oy vermeyenin hukukunu kendisine oy verenin hukukundan daha çok koruyan kişiye denir belediye başkanı. Şehr-ül emin ona denir. Saygınlığınızı korumak için önce siz çaba göstereceksiniz. Bu tür işler çok kötü şeyler. Cumhuriyet’in Başkent’ine yakışmayan işler.”
Halil İbrahim Yılmaz, “toplam 2 kişi istihdam etmeden milyar dolarlık ekonomileri yönetenler var bu memlekette. 2 kişi istihdam etmeden milyar dolarlık ekonominin yönetildiği yerde ticaret yoktur ahlaksızlık vardır” sözleriyle imar rantı çevresinde kümelenenleri eleştirdi.
Yılmaz, “İstihdamın olmadığı, kente karşı sorumluluk almadığınız, üretmediğiniz bir ekonomiyi sorgulayacağız biz” dedi.
Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz şunları ifade etti:
“Yüzde 3 e sıkışmış olan mimariyi yüzde 10’lara çıkarmak, kentin nefessizliğini ortadan kaldırmak, 30 katlı apartmanların altında iki katlı villaların olmasına müsaade etmemek, iyi örgütlenmiş birkaç kişinin imar tezgâhlarıyla beraber kente karşı suç işlemesine müsaade etmemek, tek siyasi kültürün değil her siyasi kültürün vazifesi olmak zorunda. Kente karşı suç işlemeyi ata sporu haline getirmiş portrelerden kurtaracağız biz. Tüzel kişilere savaş ilan etmeyeceğiz. Örgütlü bir şekilde kente karşı suç işleyenlere savaş ilan edeceğiz. Şu parti, bu parti demeyeceğiz.”
Halil İbrahim Yılmaz, oda başkanları, STK’lar, iş insanları ve şehir üzerinde söz sahibi olanların artık korkup çekinmeden süreçlere dahil olması, elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi.
Yanlışa itirazın bir mahallenin işi olmadığının altını çizen Yılmaz, “İmar barışından devletin cebine 30 milyar girdi, depremle cebinden 700 milyar çıktı. İmar barışında politikacıyı suçlamak kolaycılık. Önce ondan yararlanan 3 milyon kişi hesap verecek. Bu tür bir durumda Mimarlar Odasıyla caminin müezzini aynı andan itiraz edecek” diye konuştu.