Ülkemizinde bulunduğu Kuzey yarım kürede en uzun gece olarak kabul edilen 21 Aralık günü Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde İran’ın en eski geleneği olan “Şeb-i Yelda” programıyla kutlandı.
Programa, İran Ankara Büyükelçisi Muhammed Hasan Habibullahzade, İran'ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Dr. Seyit Kasım Nazımi ve çeşitli ülkelerin misyon temsilcileri katıldı.
Günün anlam ve önemine dair konuşma yapan Habibullahzade, geleneğin tarihçesine dair bilgiler verdi.
Şeb-i Yelda kültürüne gönül vermiş herkesi tebrik eden Habibullahzade, 21 Aralık gecesinin İran kültüründe kışın kutlanan nadir etkinliklerinden olduğunu söyledi.
Habibullahzade, Yelda Gecesi'nin 7 bin yıllık geçmişe ve İran mitolojisine dayandığını belirtti.
İranlıların, bu geceyi kutlarken aslında güneşin doğuşunu kutladıklarını kaydeden Büyükelçi Habibullahzade, yaptığı konuşmada Gazze'de yaşanan insanlık katliamına da değindi.
Habibullahzade, "Zalimlerin karanlığı ve zulmünün, mazlum Gazze ve Filistin halkının üzerine çöktüğü" günlerden geçildiğine işaret ederek, günahsız insanlara karşı gerçekleştirilen "katliamın" son bulması için dua ettiklerini vurguladı.
Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi öğrencileri Hafız-i Şirazi'nin gazellerinden birinin okunduğu programda, İran'ın geleneksel müzikleri söylendi.
Programda, ayrıca İranlı bir kaligrafın eseri sergilendi.
Kış mevsiminin başlangıcı olarak da kabul edilen ve kuzey yarım kürede en uzun gecenin yaşandığı 21 Aralık günü, bir başka değişle İran kültüründe Şeb-i Yelda olarak adlandırılıyor.
İranlılar, "en uzun gece" anlamına gelen Şeb-i Yelda kutlamalarını yapıyor ve bunun mutluluk ve bereket getirdiğine inanıyor.
Şeb-i Yelda’yı büyüklerin evinde toplanarak ve küçüklere hediyeler alarak kutlayan İranlılar, özel olarak kurulan sofralarda o gecenin vazgeçilmez yiyecekleri olan nar, karpuz ve kuruyemiş sofralarda eksik olmuyor.