Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) başındaki isim, Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail'in Gazze'nin güney kısmında yer alan Refah şehri için planladığı tahliye operasyonlarına yönelik haberler karşısında derin endişelerini ifade etti. İsrail'in bu adımının bölgedeki gerilimi daha da artırabileceği konusunda uyarılarda bulunan Ghebreyesus, bu gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirtti.
TAHLİYE PLANININ RİSKLERİ
Ghebreyesus, sosyal medya aracılığıyla yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinden Filistinlileri tahliye etme planlarının büyük bir rahatsızlık kaynağı olduğunu dile getirdi. Planın, sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlı olan ve zaten zor koşullar altında yaşayan 1,4 milyon insan için ciddi sonuçlar doğurabileceğinin altını çizdi.
SAĞLIK ALTYAPISININ DURUMU KRİTİK
Ghebreyesus, Refah'ta bulunan hastanelerin kapasitelerinin çok üzerinde hasta barındırdığını ve Gazze Şeridi genelindeki diğer sağlık kuruluşlarının da yetersiz hizmet vermek durumunda kaldığını ya da tamamen işlevsiz hale geldiğini vurguladı. Bu durumun, tahliye planlarının uygulanması halinde daha da vahim sonuçlar doğurabileceğine işaret etti.
ATEŞKES ÇAĞRISI
DSÖ Genel Direktörü, yaşanan bu gelişmeler ışığında, tüm taraflara rehinelerin serbest bırakılmasını da içeren derhal bir ateşkes ilan etme çağrısında bulundu. Ghebreyesus, böyle bir adımın bölgedeki insani durumu önemli ölçüde iyileştirebileceğini ve sivil halkın yaşam koşullarını olumlu yönde etkileyebileceğini belirtti.
ULUSAL GÜVENLİK BAKANI İLE TARTIŞMALAR
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile Genelkurmay Başkanı Halevi arasında, toplantıda sınırdaki güvenlik önlemleri üzerine bir tartışma yaşandığı belirtildi. Ben-Gvir'in, sınıra yaklaşan herkesin vurulması gerektiğini savunduğu, Halevi'nin ise Gazze'deki insanlara yönelik yardımların engellenmesi konusunda farklı bir tutum sergilediği ifade edildi. Halevi'nin, yardımların Kerem Ebu Salim sınır kapısından geçirilmemesi durumunda, İsrail denetimi olmaksızın Refah üzerinden geçirileceğini belirttiği öne sürüldü.
SAVUNMA BAKANINDAN VE BAŞBAKANDAN KARA SALDIRISI SİNYALLERİ
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, 1 Şubat'ta Gazze'nin Han Yunus bölgesinde İsrail birliklerine yaptığı ziyaret sırasında, kara saldırılarının Mısır sınırında bulunan Refah kentine yönlendirileceğini ifade etti. Kısa bir süre sonra, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da 4 Şubat'ta yaptığı açıklamada Refah kentine yönelik kara saldırısı başlatma niyetlerinin sinyalini verdi. Bu açıklamalar, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik askeri stratejisinde önemli bir değişikliğin işareti olarak algılandı.
REFAH KENTİNİN TAHLİYESİNE İLİŞKİN HABERLER
İsrail devlet televizyonu KAN, 6 Şubat'ta siyasi kaynaklardan aldığı bilgilere dayanarak, Refah kentinde yapılması planlanan operasyonlar öncesinde kentin tahliye edileceğini bildirdi. 9 Şubat'ta İsrail Başbakanlık Ofisi'nden yapılan bir açıklama ile Netanyahu'nun ordu ve güvenlik teşkilatlarına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki saldırılar için gerekli planlamaların yapılması talimatını verdiği kaydedildi. Bu talimat, Gazze'deki durumun daha da gerginleşeceğine dair endişeleri artırdı.
REFAH KENTİNDEKİ NÜFUS YOĞUNLUĞU VE ENDİŞELER
Gazze Şeridi'nin güney sınırında Mısır ile komşu olan Refah kenti, İsrail saldırılarından kaçan binlerce insanın sığındığı bir bölge haline geldi. 2,3 milyonluk Gazze nüfusunun yaklaşık yarısına ev sahipliği yapan bu kent, İsrail güçleri tarafından sık sık hava saldırılarının hedefi oluyor. Refah'a yönelik bir kara saldırısının başlatılması durumunda, Gazze Şeridi'ndeki sivillerin sığınacak yerlerinin kalmayacağına dair ciddi endişeler bulunuyor.
SALDIRILARIN İNSANİ ETKİLERİ
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı, en az 12 bini çocuk, 8 bin 190'ı kadın olmak üzere 28 bin 176'ya ulaştı. Ayrıca, 67 bin 784 kişinin yaralandığı bildirildi. Enkaz altında kalan binlerce kişinin olduğu, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumlarının hedef alınmasıyla sivil altyapının da büyük zarar gördüğü belirtiliyor. Bu durum, uluslararası toplumda büyük endişe ve tepkiye yol açıyor.