Frank Ocean-Skyline To şarkı sözleri Türkçe çevirisi

Müziği, özgünlüğü, derinlik ve duygusal yoğunluğuyla dinleyicilere benzersiz bir deneyim sunan Frank Ocean'ın şarkılarını sizler için hazırlıyoruz. İşte Frank Ocean- Skyline To şarkı sözleri Türkçe çevirisi

SM
Suat Mutlu
YAYINLAMA
19 Mayıs 2024 12:58
GÜNCELLEME
19 Mayıs 2024 13:11
Frank Ocean-Skyline To şarkı sözleri Türkçe çevirisi
SM
Suat Mutlu

Frank Ocean, Amerikalı bir şarkıcı, şarkı yazarı ve prodüktördür. Gerçek adı Christopher Edwin Breaux olan Ocean, 28 Ekim 1987'de ABD'nin Louisiana eyaletinde doğdu. Müzik kariyerine hip hop kolektifi Odd Future ile başlayan Ocean, daha sonra solo çalışmalarıyla büyük bir başarı elde etti.

Ocean'ın tarzı, R&B, soul, hip hop ve alternatif müziğin harmanlanmasıyla tanınır. Şarkıları genellikle derin duygusal içeriklere sahiptir ve kişisel deneyimleriyle şekillenir. Etkileyici vokal yeteneği ve özgün müzik üretimiyle dikkat çeken Ocean, müzik dünyasında çağdaş bir ikon haline gelmiştir.

Frank Ocean'ın müziği, özgünlüğü, derinlik ve duygusal yoğunluğuyla dinleyicilere benzersiz bir deneyim sunan Frank Ocean’ın şarkılarını sizler için inceliyor ve Türkçe'ye çeviriyoruz. İşte 2016 çıkışlı "Blonde" adlı albümünden " Skyline To f" şarkısının Türkçe çevirisi...

Frank Ocean-Skyline To şarkı sözleri Türkçe çevirisi

Bu neşe, bu yaz
This is joy, this is summer


Hayatta kal, hayatta kal
Keep alive, stay alive


Metalini tak, yalnızız
Got your metal on, we're alone

Tatlı sevişmek, vakit geçirmek
Making sweet love, takin' time


Tanrı bizi vurana kadar
'Til God strikes us


Oldukça hızlı bir yıl geçti
That's a pretty fucking fast year flew by

Bu arabada oldukça uzun bir üçüncü vites
That's a pretty long third gear in this car


Beşte süzülüyor
Glidin' on the five


Geyik karşıya koşuyor, farları söndürüyor
The deer run across, kill the headlights


Oldukça kahrolası
Pretty fucking


Şimdi ay ışığının altında
Underneath moonlight now


Oldukça kahrolası, gün doğumu görünürde
Pretty fucking, sunrise in sight

Işınlarıyla bizi rahatsız eden sabah geliyor
In comes the morning haunting us with the beams


Gündönümü eskisi kadar uzak değil
Solstice ain't as far as it used to be


Bulanıklaşmaya başlıyor, yaşlanıyoruz (bulanık, bulanık)
It begins to blur, we get older (blur, blur)


Yaz eskisi kadar uzun değil
Summer's not as long as it used to be


Her gün deli gibi sayılır (duman, pus)
Everyday counts like crazy (smoke, haze)

Islanmak ister misin?
Wanna get soaked?


Sürat teknesinde bir kaset çekmek ister misin?
Wanna film a tape on the speed boat?


Kaliforniya kokusu alıyoruz
We smell of Californication


Poz cekmek
Strike a pose


Kongo'da her şey yetişiyor
Everything grows in the Congo


Her şey büyüyor
Everything grows


Tekrar aradığımda gelebilir misin?
Ooh, can you come when I call again?

Akşam olunca altın arayışı sona eriyor
On comes the evening, gold seeking ends


Elimdeki huzur dosttan iki kat değerlidir
Peace in my hand worth twice than a friend


Ve iki uzuv omuz üzerinden taşınmış
And two limbs over shoulder, carried away


Çünkü ben daha güçlüyüm, Kongo loş (duman)
Because I'm stronger, the Congo is dim (smoke)


Sabah geliyor, ah-ah (duman)
In comes the morning, ah-ah (smoke)


Sabah geliyor, ahh-ahh (sis)
In comes the morning, ahh-ahh (haze)

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa