Science Daily dergisinin haberine göre, ABD Ulusal Bilim Vakfı'nın (NSF) desteklediği bu araştırmada, Kuzey Pasifik'teki Cascadia yitim zonu boyunca deniz tabanının altındaki karmaşık yapıların detaylı bir analizi yapıldı. Kanada'nın British Columbia eyaleti ile ABD'nin Washington ve Oregon eyaletleri açıklarında gerçekleştirilen 41 günlük araştırmada, Cascadia yitim zonunda bulunan yer kabuğundaki iki tabakanın birbirine doğru kaydığı tespit edildi.
Araştırmacılar, kullandıkları yeni teknolojilerle bu tabakaların şekli ve hareketlerine ilişkin elde ettikleri verilerin, ciddi büyüklükte depremler ve dev dalgalar oluşturabileceğini ortaya koydu. Bu veriler ışığında, bölgede meydana gelmesi beklenen bir sonraki Cascadia depreminin büyüklüğü ve yerinin daha isabetli tahmin edilebileceğini belirtiyorlar. Ayrıca, yer kabuğundaki hareketliliğin tahmin edilenden daha büyük bir deprem potansiyeli taşıdığı değerlendiriliyor.
Araştırmacılar, bölgede olası büyük depremin zamanını tahmin etmenin zorluğunu vurgularken, depremin büyüklüğünün 9 ve üzeri olma potansiyeline sahip olduğunu ifade ediyorlar. Bu büyüklükte bir depremin, 2011'de Japonya'da Fukuşima nükleer felaketine yol açan depreme benzer etkiler yaratabileceği öngörülüyor.
Kanada Doğal Kaynaklar'da sismolog olan John Cassidy, Global News'e verdiği demeçte, son 10 bin yılda bölgede 19 büyük depremin meydana geldiğini belirterek, bu durumun ortalama her 400-500 yılda bir büyük deprem yaşandığını gösterdiğini söyledi. Cassidy, Ocak 1700'de yaşanan son büyük depreme dikkat çekerek, elde edilen verilerin beklenen büyük depreme hazırlık açısından önemli bilgiler sunduğunu vurguladı.
Dünya genelindeki depremlerin yüzde 90'ı, büyük depremlerin ise yaklaşık yüzde 80'i Pasifik Deprem Kuşağı olarak bilinen "ateş çemberi"nde meydana geliyor. Tektonik depremler, dünya genelindeki sarsıntıların büyük bir kısmını oluşturuyor.