Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılanmasına başlandı.
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu, tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları ile maktul Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş katıldı. Mahkeme başkanı verilen 1 saatlik öğle arasının ardından yargılamanın devam ettiğini belirterek tutuklu sanık Emre Yüksel’e söz verdi.
Eski Ülkü Ocakları yöneticisi tutuklu sanık Emre Yüksel, “12 yıllık mimarım, Türkiye Futbol Federasyonu’nda hakemlik yaptım. Ben kanunlara uyan, vatanına milletine bağlı bir insanım. Maktül Sinan Ateş’le hiçbir tanışıklığım yok. Olaydan bir gün önce silah ruhsatım çıkmıştı. Olayın olduğu gün Tolgahan Demirbaş’la çiftlikte atış yapmak için görüştük, sonra Balgat’ta yemeğe gittik, ardından ocağa gittik işlerimizi hallettik. Ben hayatımın bütün akışına devam ediyordum. Tutuklanma gerekçemde hiç tanımadığım Aytaç Ataç ve Çağlar Zorlu’nun ifadeleri yüzünden tutuklandığım soruluyor. Ben kimseye Sinan Ateş’in avukatı Ali Yücel’in plakasını sormadım. Ben Tolgahan’a bir plaka sordum, Ali Yücel isimli şahsa ait çıkmış. İki buçuk yıl önce atılmış bir mesaj, ifademde gösterilince hatırlamıştım. Ben bir kafe açmıştım, bu araç da orada rahatsız olunmuş bir araç olabilir, o yüzden sormuşumdur. Tolgahan benim sık görüştüğüm bir arkadaş, o yüzden sordum” dedi.
Sanık Doğukan Çep’le İstanbul’un Beykoz ilçesinde bulunan 1877 Alemdağ Spor Kulübü Derneğinden tanışık olan Alper Atay ise suçlamaları kabul etmediğini ifade ederek, “Sinan Ateş’i hiç tanımadım. Sabıkası olmayan birisiyim. 20 yıldan fazla profesyonel ve amatör futbol antrenörlüğü yaptım. Bütün hayatımın birçok kısmı sporla alakalı geçti. Bu doğrultuda hiçbir suçla alakam olmadığı gibi sadece kulübümle ilgili bir insanım. Doğukan Çep’i, Ufuk Köktürk aracılığıyla tanıdım. Ufuk, Doğukan’ı getirdiğinde hemşehrimiz olduğunu söyledi. Dönem dönem maçlara gelirdi, spor kulübünün kafesine gelirdi. Böyle bir tanışıklığım var. Mahkeme heyetinden tahliyemi talep ederim” beyanına yer verdi.
Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro eski Amiri Mustafa Ensar Aykal, “9 aydır cezaevinde olduğum süre zarfınca olayı gerçekleştirenlere maktul Ateş’in konumunu verdiğim medyada yazılmış, bunları okudum. Bu olayın içinde Gazi Meclis’in içinden bir vekilin de olduğunu görmüş, tüm bunları sabırla dinleyerek, başkaları gibi 40 kapının ipini çekmeden bekledim. Alınan ifademde de ‘aldatma’ usulünün tamamını anlatacağım. Tolgahan Demirbaş isimli şahıs dışında kimseyi tanımıyorum. Kendisi çok sayıda meslek büyüğümü tanıyan, onların vasıtasıyla şahsımı tanıyan, emniyet, bürokrasi camiasından çok sayıda tanıdığı olan, herhangi bir adli suça karışmadığını bildiğim, biridir. Bu şahıs, zamanla tarafımda oluşturduğu güven çerçevesinde bazen şahsımdan bilgi taleplerinde bulunmuştur. Bu fiilin suç olduğunu bilmekteyim. Ama olağanüstü durumlar gibi yaklaşılıyor. Söyleyeceklerim bu kadar, olay bundan ibaret. Tahliye talebim vardır” derken mahkeme başkanı Aykal’ın telefon şifresini neden açmadığını sordu. Aykal’da buna karşın, “Başkanım susma hakkım var diye biliyorum, içerde tutulduğuma dair somut bir delil ortaya çıksın, telefon şifremi paylaşırım” dedi. Mustafa Ensar Aykal, savcılık tarafından Sinan Ateş’in yanındaki Selman Bozkurt’un müşteki, Ahmet Keçik’in müşteki şüpheli sıfatıyla dosyaya girdiğini söyledi.
Sanık ifadelerinin ardından duruşma yarın devam etmek üzere ertelendi.