1988 yılında Van'ın Çaldıran ilçesinde vatani görevini yerine getirirken rahatsızlanan Afyonkarahisar nüfusuna kayıtlı Jandarma Er Osman Savsar, komutanına durumunu bildirdikten sonra il revirine sevk edilmek istendi. Yoğun kar yağışı nedeniyle yolların kapanması üzerine kızaklarla bir bölgeye taşınan Savsar, daha sonra araca bindirildi ancak yolda hayatını kaybetti.
Savsar'ın ailesi o dönem şehitlik başvurusunda bulundu fakat talepleri reddedildi. Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı İsmail Kumartaşlı, geçen yıl tekrar işlemleri başlattı ve yapılan girişimler sonucunda Osman Savsar'ın şehit olarak kabul edilmesini sağladı. Bu kararın ardından, İsmail Kumartaşlı şehidin annesi Melahat Savsar ve ağabeyi Basri Savsar'a haberi vermek üzere evlerine gitti.
Anne Melahat Savsar'a müjdeli haberi veren İsmail Kumartaşlı, "Oğlunuz Osman Savsar, 36 yıl sonra şehit olarak kabul edildi. Devletimiz adına şanlı Türk bayrağımızı öperek size teslim ediyoruz" dedi.
İsmail Kumartaşlı, anne Melahat Savsar'a hem devlet hem de dernek adına iki Türk bayrağı teslim etti ve yakasına rozet taktı. Anne Savsar, bayrağı alır almaz üzerine örterek, oğlunun şehit sayılmasında emeği geçen herkese teşekkür etti.
Şehidin ağabeyi Basri Savsar ise "Şehitlik bizim için çok önemliydi. Şimdi kapımızın önüne bayrak asabileceğiz ve şehidimizin kabrine bayrak dikileceğiz. Bu bizim için büyük bir mutluluk. Devletimize ve milletimize minnettarız" diye konuştu.
Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Şube Başkanı İsmail Kumartaşlı, Osman Savsar'ın şehit olarak kabul edilme sürecini şöyle anlattı: "Jandarma Er Osman Savsar, 1988 yılında Van Çaldıran'da askerlik yaparken hastalanıyor. Birlik komutanı, rahatsızlığının tedavisi için il merkezindeki hastaneye sevk edilmesini istiyor ancak yollar kapalı olduğu için kızaklarla belirli bir noktaya taşınıyor ve ardından araca bindiriliyor. Yolda hayatını kaybediyor. Ailesi o dönemde şehitlik başvurusu yapmış ancak reddedilmiş. Biz, gerekli evrakları toplayarak tekrar başvuruda bulunduk ve 36 yıl sonra şehit olarak kabul edilmesini sağladık. Bu haberi annesine ve ailesine vermekten büyük mutluluk duyuyoruz."