Ayşe Ateş, ara karara ateş püskürdü

Sinan Ateş cinayeti davasında mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Tutuklu 22 sanıktan 10'unu tahliye eden mahkeme, 15 talepten 14'üne ise ret kararı verdi. Duruşmanın ardından açıklama yapan Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ise karara sert tepki gösterdi.

EK
Esra Koçak Editör
YAYINLAMA
05 Temmuz 2024 18:35
GÜNCELLEME
05 Temmuz 2024 18:35
Ayşe Ateş, ara karara ateş püskürdü
EK
Esra Koçak Editör

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı davanın beşinci celsesinde ara karar açıkladı.  

Mahkeme heyeti tutuklu sanılar Mehmet Yüce, Erdem Karadeniz, Osman Bayraktar, Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Aytaç Ataç, Caner Günay, Umut Ersoy, Alper Atay'ın tahliyesine karar verdi. 

Tutuklu 22 sanıktan 10'u için tahliye kararı veren mahkeme Ateş ailesinin avukatlarının birçok talebini de reddetti. Reddedilen talepler arasında MHP'li Serdar Öktem'in HTS kaydı alınması ve Tolgahan Demirbaş'ın Olcay Kılavuz'un evinde gözaltına alınmasının tespiti ve dosyaya girmesi talebi de buluyor. 

'Eksik iddianameyle yarım mahkeme'

Duruşmanın ardından Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, basın mensuplarına açıklama yaptı. Ayşe Ateş, "5 gün boyunca sanıkların ve müdafilerin siyasi bir cinayeti alacak verecek davasına indirgeme çabalarına sahne olan, basın yayın ve sosyal medya destekli kumpas tiyatrosu bugün sonlandı. Malumunuz olduğu üzere kapsadığı şüpheliler, şüpheliler arasındaki bağlantılar ve ihtiva ettiği deliller bakımından bütünüyle ilişkili olmasına karşın birbirinden ayrılan iki ayrı dosya var. Bu yüzden biz Sincan’daki bu yargılamaya 'eksik iddianameyle yapılan yarım mahkeme' diyoruz. Olumlu olsun ya da olmasın alınan her kararı da hukuki olarak eksik bulduğumuzu aziz milletimize beyan ediyoruz. Bunun sebeplerini sıralamam gerekirse, bir emniyet mensubu tarafından Tolgahan Demirbaş’ın Olcay Kılavuz’un evinde gözaltına alınmış olmasına rağmen tutanakların değiştirildiğine dair bir suç duyurusu yapıldığı basına yansıdı. Diğer taraftan, önceki dönemde dosyaya bakan savcılar hakkında FETÖ'cü oldukları gerekçesiyle HSK’ya suç duyurusunda bulunuldu. Bu suç duyurusunun en önemli dayanağı da torbacıların, kiralık katillerin beyanlarıydı. Düne kadar eksik iddianameyi beğenip bize nispet yapanlar ise bugün beğenmez oldu. İddianamenin, hakkında suç duyurusunda bulunulan savcıların soruşturma süreci boyunca ortaya koyduğu tablo üzerinden hazırlandığının bilinmesine rağmen, Meclis kürsüsünden yapılan 'İddianame bir an önce kabul edilmeli, yargılama başlamalı!' çağrısı akla gelen yeni bir senaryoyla bir anda unutuldu" dedi.

Her gelişmenin kamuoyu önünde cereyan ettiğini belirten Ateş, "Bir daha bu dosyada delil karartıldığına dair en ufak bir şüphe uyanmaması, bu yargılama sürecinin hızlı bir şekilde ilerleyip hakikatten şaşmaması, korkutucu bir güce sahip bu karanlık tarafından yargının ve emniyetin üzerinde kurulmak istenen baskının önüne geçilmesi ve bu siyasi cinayetin bütün yönleriyle aydınlatılabilmesi için bir 'Meclis Araştırma Komisyonu' kurulması gerekliliği açıkça ortadadır. Çünkü Ankara’nın göbeğinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin dibinde, kameraların önünde ve güpegündüz işlenen bu siyasi cinayet karartılırsa bu namlunun bir sonraki hedefi karanlık ve kuytu bir köşede herhangi bir vatandaşımız olabilir. Buradan alınan cesaretle peş peşe birçok siyasi cinayet işlenebilir. Malumunuz olduğu üzere tarih; bu ve benzeri acı tecrübelerle doludur. Sinan’ın katli siyasi cinayet silsilesinin son halkası olarak kalmalıdır. Şüphesiz ki kurulacak olan bu komisyonla birlikte ülkemizde adalet dilenen bütün yoksulluklara umut olacak yeni bir sürecin ilk adımı da atılmış olacaktır. Bu kapsamda yüce meclisimizdeki her bir milletvekilimizden bu hususta ortaya bir irade koymasını rica ediyorum" diye konuştu.

'İtiraz hakkımızı kullanacağız’

Ayşe Ateş’in avukatı Şeyda Şahin de duruşma tarihinin, mütalaa verilmek üzere 19 Temmuz’a ertelendiğini belirterek, "Takdir edersiniz ki iki hafta kadar bir kısa süre içerisinde Apple'dan talep ettiğimiz yazışmanın gelebilmesi ihtimali değil Apple'a ulaşabilme ihtimali dahi yoktur. Dolayısıyla bu mütalaa neye dayanılarak verilecektir. Bizler açısından büyük bir soru işaretidir. Eksik bir iddianame, eksik bir yargılamayla ne yazık ki sürmektedir. Ve bizim burada ana amacımız, duruşmada defalarca zikrettiğimiz ancak sanık müdafileri ve mahkeme başkanınca uyarılarak sözümüzün bir şekilde kesildiği Olcay Kılavuz isimli şahısla alakalıdır. Olcay Kılavuz, bu dosyada bizim yarattığımız bir insan değildir. Olcay Kılavuz, bu dosyanın şu an yargılaması yapılan Tolgahan Demirbaş'ı evinde saklayan bir kişidir. Ve bununla ilgili takip ettiğimiz üzere dün bir ihbarda bulunulmuş, suç duyurusunda bulunulmuştur. Buna rağmen Olcay Kılavuz'la ilgili dosyadaki taleplerimiz reddedilmiştir. Ayşe Hanım'ın, Saniye Ateş'in, Selma Ateş'in, Sevda Ateş'in de dün zikrettiği birtakım isimler vardır. Semih Yalçın'dır aslında bu suikastın 'vur' emrini veren. Bu kişilerle ilgili olarak bizler suç duyurusunda bulunulmasını talep ettik. Mahkeme bu anlamda suç duyurusunu yapabilirdi. Ancak bu konuda da ne yazık ki herhangi bir işleme yer verilmemiştir. Gün sonunda elimizde 10 tane tahliye edilmiş sanık bulunmaktadır. Adli kontrol yani yurt dışı yasağıyla salındılar kendileri. Bunlarla ilgili olarak biz yasal haklarımızdan itiraz hakkımızı kullanacağız" dedi.

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa