Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP), siyaset sahnesine 14 yıl aranın ardından yeniden döndü.
Parti, 14 Haziran itibariyle tekrar kuruldu ve genel başkanı film yapımcısı ve sinemacı Burak Çelik oldu.
Kayseri'de 2 Haziran seçimlerinin ardından saldırıya uğrayan ve hastanede tedavi gören Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Pınarbaşı Belediye Meclis Adayı Şerafettin Bahadır'ı ziyaret eden CHP Eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan SHP açıklaması geldi.
Kemal Kılıçdaroğlu, gelen soru üzerine SHP'yi desteklediği iddialarına yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu, öyle bir şeyin olmadığını, iddiaların hepsinin asparagas olduğunu söyledi.
Suriyeli sığınmacılarla ilgili bir soruya Kılıçdaroğlu, Suriyelilerin Türkiye'ye yoğun olarak gelmesinin en çok kendisini rahatsız ettiğini belirtti.
Genel başkanlık yaptığı dönemde bütün Suriyelileri 2 yıl içerisinde kendi ülkelerine göndereceğine dair verdiği sözü hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Ama Suriyelileri kendi ülkelerine gönderirken Türkiye'nin saygınlığını koruyarak, insan onurunu koruyarak, onları göndereceğimizi söylemiştim." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, burada iç çatışmalara yol açmasının, Suriyelilere karşı şiddet uygulanmasının Türkiye'nin itibarına, saygınlığına darbe vuracağını söyleyerek, bu açıdan onu doğru bulmadığını belirtti.
Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriyeliler konusunda izleyeceği tutarlı politikalarla ülkelerine döndürmesinin en büyük arzuları olduğunu söyledi.
TÜİK'in verilerinin sorulması üzerine CHP Eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TÜİK'in önüne giden ilk genel başkan olduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı;
"Özellikle emeklilere, işçilere, memurlara, ücretle geçinenlere yapılan haksızlıkları TÜİK'in önünde dillendiren bir genel başkanım. TÜİK'in yaptıklarını asla doğru bulmuyoruz. Peki diyeceksiniz ki 'kırılma nereden başladı?' Kırılma, TÜİK'in başkanını Cumhurbaşkanı arzu ettiği zaman değiştirir diye bir kanun hükmünde kararnameyle elinden aldılar. TÜİK'in başkanı her an, her sabah ve her gün görevden alınabilecek bir pozisyona düştü. Dolayısıyla bu doru değildir. TÜİK saraydan gelen talimatlara göre karar alan, enflasyon rakamlarını bu çerçevede kamuoyu ile paylaşan bir kuruma dönüştü. İtibarı olmayan, saygınlığı olmayan kuruma dönüştü. Enflasyon rakamlarını zaten vatandaşlarımız pazara gittiği zaman görüyor. Alışveriş yaptığı zaman görüyor. TÜİK ne derse desin hayatın gerçeğini değiştiremez. Hayatın gerçeği yaşanan enflasyondur. Bu enflasyon karşısında da TÜİK'in yanlış bilgiyi kamuoyuna dayatmasıdır. Yanlış bilgiden yola çıkarak emeklinin, memurun ve asgari ücretinin maaşını düşük tutuyorsunuz. Dolayısıyla alt gelir grupları süratle ekonomik olarak kan kaybediyor"