Türkiye, tarih boyunca Filistin Davasının yanında yer aldı.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana soykırım boyutuna ulaşan devlet terörüne karşı da tavrını koydu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’ndeki ‘soykırım’ yargılamasına da müdahil olan Ankara, diplomatik alanda gerekli tüm adımları attı ve atmaya da devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in, Hamas’ı terör örgütü olarak kabul ettirme dayatmasına da izin vermedi.
İnsani yardımlarla Filistin halkının ayakta ve hayatta kalma mücadelesine destek veren Erdoğan, her fırsatta Gazze Kasabı olarak tanımladığı Netanyahu’nun savaş suçlusu olarak hesap vereceğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı İsrail mezalimine karşı harekete geçirmek için hem söylem hem eylemleriyle öncülük etti.
Bu kararlı duruş İsrail’in eli kanlı yöneticilerini hep rahatsız etti.
Ancak Erdoğan’ın son çıkışı Netanyahu ekibini fazlasıyla tedirgin etti.
Dışişleri Bakanı Katz’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sonunun Saddam Hüseyin gibi olabileceği yönündeki tehdidine siyaset dünyasından sert tepki geldi.
Hem iktidar hem muhalefet sözbirliği ederek Erdoğan’ın arkasında durdu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız" sözleri sonrası İsrail Dışişleri Bakanı Katz, diplomatlara tüm NATO üyeleriyle acilen temasa geçmeleri talimatını verdi.
Katz, diplomatlarından Türkiye'nin NATO'dan çıkarılması için çalışmalarını istedi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı, "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail'i işgal etme tehditleri ve tehlikeli söylemleri ışığında, Dışişleri Bakanı Israel Katz diplomatlara Türkiye'nin kınanması ve bölgesel ittifaktan çıkarılması talebiyle tüm NATO üyeleriyle acilen temasa geçmeleri talimatını verdi" açıklaması yaptı.