Tanju Özcan: Faiz caiz, vebali Diyanet’e ait!

Bolu Belediyesi, Diyanet'e “Yüzde 54’lük gecikme zammı ve faizini” sordu. “Helal” cevabını gelince, Tanju Özcan, "Artık vebal Diyanetin" dedi.

MP
Mevlüt Peker Haber Müdürü
YAYINLAMA
30 Temmuz 2024 22:30
GÜNCELLEME
30 Temmuz 2024 22:48
Tanju Özcan: Faiz caiz, vebali Diyanet’e ait!
MP
Mevlüt Peker Haber Müdürü

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, sosyal medya platformu X’teki @tanjuozcanchp hesabından, Bolu Belediyesi tarafından Diyanet İşleri Başkanlığına yöneltilen sorunun yanıtını paylaştı.

Tanju Özcan, Diyanet İşleri Başkanlığı’na, “Cumhurbaşkanı’nın yeni belirlediği %54’lük gecikme zammı ve faizinin alınmasının dini yönden caiz olup olmadığını” sorduklarını belirterek, Din İşleri Yüksek Kurulundan bugün cevap geldiğini, gelen cevapta ise “Gecikme zammı ve faizinin alınmasının caiz olduğunun” belirtildiğini vurguladı. Tanju Özcan, artık belediyelerin faiz almasının günahının ve vebalinin Diyanet İşleri Başkanlığına ait olduğunu kaydedek, “Vasiyet ettim, ölünce kefenin cebine bu resmi yazıyı da koyacaklar…” ifadelerini kullandı.

Din İşleri Yüksek Kurulu ne diyor?

Bolu Belediyesinin sorusuna net olarak “faizin haram olduğu” vurgusuyla başlayan yazıda, bunun faiz değil, yükümlünün devlete karşı olan yükümlülüğünü yerine getirmeyerek oluşacak zararlara karşı bir çeşit “mali ceza” olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Vekili Dr. Fatih Mehmet Aydın imzalı yazı şu şekilde:

“İlgi yazınızda bahsi geçen konu değerlendirilmiş olup hazırlanan cevap aşağıya çıkarılmıştır. İslam'a göre faiz haramdır. Bir zaruret bulunmadıkça faiz almak veya vermek caiz değildir. Zaruret ise; kişinin kendi ve bakmakla yükümlü olduğu bireylerin sağlık ve güvenlik içinde yaşamalarını sağlayan vazgeçilmezlerdir. Bu konuda gerçek veya tüzel kişilerle yapılan faiz akdi arasında fark yoktur. Öte yandan vergi borcu ile elektrik, telefon, internet, su, doğalgaz gibi kamu hizmetlerine ait borçların zamanında ödenmemesi halinde yasal "gecikme zammı" uygulandığı bilinmektedir. Farklı görüşler bulunmakla birlikte bazı İslam âlimleri, birtakım suçlara karşı devletin malî bir ceza (ta'zir bi'l-mal) uygulayabileceğini ifade etmişlerdir.

Buna göre vergi borcu ile elektrik, su, doğalgaz gibi devlet namına yapılan kamusal hizmetlerden kaynaklanan borçların zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak gecikme zammının bir çeşit "malî ceza" hükmünde kabul edilmesi mümkündür. Zira bu uygulama ile kamu hizmetlerinin devamının sağlanması, oluşabilecek zararların önlenmesi ve borcunu zamanında ödeyenlerin aleyhine bir haksızlığın oluşmaması amaçlanmaktadır.

Diğer yandan sözleşmelerdeki temel kural, kullanılan kelimelerden daha çok sözleşmeye taraf olanların maksadı ve işlemin yapısal özelliğidir. Fakihler bu kuralı "Ukudda itibar, makasid ve meaniyedir; elfaz ve mebaniye değildir/Akidlerde (sözleşmelerde), sözlere ve şekillere değil; maksat ve mânalara itibar edilir." (Mecelle, 3. madde) cümlesiyle ifade etmişlerdir.

Bilgilerinizi rica ederim.”

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa