Türkiye, sokak köpekleri terörü, hayvanlara işkence ve Sokak Hayvanları Düzenlemesi üçgeninde sıkıştı. Toplumun büyük bölümü bir taraftan güvenli sokaklar için sokak köpekleri terörünün önüne geçilmesini isterken diğer taraftan hayvanlara işkencenin de karşısında duruyor. Bir taraftan çocukların korunmasını isteyen toplum, diğer taraftan da hayvanlara işkenceyi kabul etmiyor. Sokak Hayvanları Düzenlemesi ise tartışmaların bir başka boyutunu oluşturuyor.
Sokaklar güvenli olsun, yasa uygulansın ama işkence olmasın!
Sokakları güvenli olmaktan çıkarsalar da hiçbir hayvana işkence edilmesini istemeyen geniş kitleler, gördükleri "hayvana eziyet" görüntülerini de kabul etmiyor. Haberciler de aynı duygularla "canlılara işkence" eylemlerinin net olarak karşısında duruyor. Görüntülerin hassasiyeti kimi zaman da gazetecilere masumiyet karinesini unutturuyor.
Masumiyet karinesini unutuyoruz
1982 Anayasası ve AİHS'le (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) düzenlenen Masumiyet karinesine göre, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz (1982 Anayasası m.38/4)” ve “Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır (AİHS m.6/3)."
Gazeteciler de unuttu, Halil Özer'in günahını aldı
İç acıtan görüntüler karşısında kimi gazeteciler duygularına yenik düştü, kimileri haber tıklatma derdine. Kanunlara uygun hareket etme yükümlülüğü bulunan gazeteciler, farklı nedenlerle olayın öznesi olan kamyonet sürücüsü Halil Özer'i "vicdansız" ilan etti.
Olay bambaşka çıktı
Hatay'ın İskenderun ilçesinde kamyonetin arkasında bağlı köpeği sürüklediği güvenlik kameralarına yansıyan Halil Özer, emniyette ifade verdi, basın karşısına geçti. Her iki ifadesi de doğrulanan Halil Özer'in anlatımına göre, eşinin doğum yaptığı haberini alınca kamyonetine bindi ve gaza bastı. Ancak evinde beslediği ve sahibi olduğu köpeğinin, ailesi tarafından kamyonetin içine bağlandığından haberi yoktu. Köpek bir şekilde kamyonet kasasından aşağı atladı ancak iple bağlı olduğu için kamyonet hareket edince arkasından sürüklenmeye başladı. Halil Özer, kamyonet kasasının görüşünü engellemesi sebebiyle bir süre fark etmedi. Virajda köpek kamyonetin arkasından çıkınca, Halil Özer köpeğinin sürüklendiğini yan aynada gördü. Hemen aracını durdurdu ve köpeğini ipten kurtarıp aracıyla veterinere götürdü. Sağlık kontrolünden geçirilen köpeğin durumu iyiydi ve Halil Özer'in üzüntüsünün yerini buruk sevinç almıştı.
Daha fazla sevinemedi
Halil Özer köpeğinin iyi olduğuna fazla sevinemeden kapısına polis dayandı. Polis ekipleri, sosyal medyada köpeği sürüklediğine dair görüntülerin yer aldığını belirterek karakola götürdü ve ifadesine başvurdu. Polis araştırmaların sonucuna uygun olan ifadeden ikna oldu ve serbest bıraktı.
Tüm basının özür borcu var
Ancak üzerinde gazetecilerin bıraktığı büyük leke kalınca Halil Özer yine bu lekeyi basın üzerinden temizleme yoluna başvurdu. Habercilere konuşan Halil Özer, "Olaydan ötürü çok üzgünüm. Eşimin doğum yaptığı haberini alınca aracıma binerek hızlıca hastaneye doğru giderken yaşandı. Aracımın kasasına, içine bağlamışlar. Haberim de yoktu. Binip sürdüm. Aynaya baktığımda gördüm ve hemen durdum. Hemen kucakladım, aracıma aldım ve veterinere götürdüm. Çok şükür, köpeğimizin hiçbir şeyi yok. Çocuğum gibi severim ben onu. Bu köpek benim canım ciğerim, evimde beslediğim köpek. Bu köpeği, bir araç arkasında sürüklemek insanın kanını kurutur. Bizi herkesten daha fazla üzen bu olayı kesinlikle bilerek yapmadım" ifadelerini kullandı.