İsrail'in Hizbullah'ı bahane ederek Lübnan'a savaş açma girişimleri, Lübnan'ın başkenti Beyrut'a yönelik hava saldırıları, yemin töreni için İran'da bulunan Hamas'ın Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye'nin İsrail tarafından şehit edilmesi dünyayı sarsarken, Ürdün'den garip bir açıklama geldi.
Ürdün, hava sahasından geçecek İran'a ait füze ve insansız hava araçları (İHA) başta olmak üzere tüm hava araçlarını vuracaklarını açıkladı. Ürdün, İsrail, ABD ve İngiltere'ye ait tüm savaş uçaklarına ise hava sahasını açacağını duyurdu.
Dedesinin torunu
Kral 2. Abdullah yönetimindeki Ürdün'den gelen açıklamalara şaşırmayan İslam dünyası, İsmail Heniyye'nin şehit edildiği, İsrail'in Lübnan'la savaş çıkarmaya çalıştığı bu dönemde aldığı karardan rahatsız oldu. Ürdün Kralı Abdullah'ın dış politikası akıllara doğrudan dedesinin Osmanlı'ya ihanetini getirdi.
Dedesi de, büyükbabası da Osmanlı'ya ihanet etmişti
Ortadoğu'da I. Dünya Savaşı'nın son dönemlerinde yaşanan olaylar, bölgenin kaderini derinden etkiledi. Bu dönemin en önemli aktörlerinden biri, Ürdün Kralı Abdullah'ın dedesi Emir Faysal'dı. Faysal, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı başlatılan Arap İsyanı'nın liderlerinden biri olarak tarihe geçti.
Emir Faysal, babası Şerif Hüseyin'in desteğiyle 1916 yılında Arap İsyanı'nı başlatarak Osmanlı'ya karşı ayaklandı. İsyanın arkasında, Arap topraklarında bağımsız bir Arap devleti kurma hayali yatıyordu. Ancak bu isyanın başarısında, İngilizlerle yapılan gizli anlaşmaların ve desteklerin rolü büyüktü.
İngilizler, Osmanlı İmparatorluğu'nu zayıflatmak amacıyla Arap liderleriyle iş birliği yapma stratejisini benimsediler. Bu bağlamda, 1915 yılında yapılan McMahon-Hüseyin Mektupları ile Arapların Osmanlı'ya karşı ayaklanması halinde bağımsızlık vaat edildi. Faysal ve diğer Arap liderler, İngilizlerin bu vaatlerine güvenerek isyanı başlattılar.
Arap İsyanı, stratejik öneme sahip Hicaz Demiryolu'na düzenlenen saldırılar ve Osmanlı kuvvetlerine karşı kazanılan zaferlerle hızla ilerledi. Faysal, İngiliz subayı Lawrence of Arabia (Arabistanlı Lawrence) ile yakın iş birliği içinde çalışarak, Arap kuvvetlerinin etkinliğini artırdı. İsyan, 1918'de Şam'ın ele geçirilmesiyle doruk noktasına ulaştı.
Fakat savaş sonrası yapılan anlaşmalar, Arapların bağımsızlık hayallerini suya düşürdü. 1919'da gerçekleştirilen Paris Barış Konferansı'nda Faysal, bağımsız bir Arap devleti talebinde bulundu ancak bu talepler büyük ölçüde görmezden gelindi. Sykes-Picot Anlaşması ile Ortadoğu, İngiltere ve Fransa arasında paylaşıldı. Faysal ise kısa bir süre için Suriye Kralı ilan edilse de, Fransızların müdahalesiyle tahttan indirildi ve ardından İngiltere'nin desteğiyle Irak Kralı oldu.
Emir Faysal'ın Osmanlı'ya karşı başlattığı isyan, Arap dünyasında Osmanlı İmparatorluğu'nun sonunu getiren önemli bir faktör olarak kabul edilirken, Arapların İngilizlere duyduğu güvenin sarsılmasıyla sonuçlandı. Emir Faysal ile babası Şerif Hüseyin'in Osmanlı'ya ihaneti, günümüz Ortadoğu'sunun siyasi sınırlarını şekillendiren ve halen tartışılan tarihsel gelişmeler arasında yer alırken, Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın da günümüzde takındığı Amerikan, İngiliz ve İsrail yanlısı tutumunun tarihî sürecini de ortaya koyuyor.