Bu, siyaset üstü bir mesele olarak algılandı ve devlet politikası olarak uygulandı. Son süreçte de, Ankara Gazze’de soykırım yapan işgalcilerin değil mazlum ve mağdurların yanında yer aldı. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde soykırım suçlamasıyla yargılanan Gazze Kasabı Netanyahu’nun davasına müdahil oldu.
İsrail, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm platformlarda Filistin’in haklı davasının sesi olan Türkiye’yi hazmedemedi.
Türkiye, Tahran’da İsrail suikastı sonucu öldürülen Hamas Siyasi Büro Başkanı için 1 günlük milli yas ilan etti.
Türkiye aynı zamanda müzakereci olarak ateşkes ve kalıcı barış için mücadele eden Haniye’nin öldürülmesini, bu çabaları baltalama girişimi olarak değerlendiriyor.
Milli Yas Kararı Sonrası, Türkiye’de ve Yurt Dışı Temsilciliklerde Bayraklar Yarıya İndirildi.
İsrail’in başkenti Tel Aviv’de de aynı uygulama hayata geçirildi. Bu eli kanlı Netahyahu hükümetini çıldırtmaya yetti.
İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz hadsiz ifadelerle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve Türk Dışişlerini hedef aldı.
Katz, Türkiye'nin Tel Aviv'deki elçiliğinde İsmail Heniyye için Türk bayraklarının yarıya indirilmesi sonrası "şiddetli" kınama için Türk büyükelçi yardımcısının Dışişleri Bakanlığına çağırıldığını açıkladı.
Buna Türk Dışişlerinden yanıt gecikmedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, “İsrail Dışişleri Bakanının yaptığı sosyal medya paylaşımı hakkında” notunu düşerek sosyal medya X hesabından tek cümlelik paylaşım yaptı.
Keçeli paylaşımında, “Müzakerecileri öldürerek, diplomatları tehdit ederek barışa ulaşamazsınız” ifadelerini kullandı.
Öfkeden uzak, sağduyulu ve diplomatik nezaketi ama aynı zamanda cesareti yansıtan bu tek cümlelik yanıt İsrail Dışişleri Bakanı Katz’ın hadsiz, diplomasiyle örtüşmek bir yana uzaktan yakından alakası olmayan üslubuyla kıyaslandığında Türkiye’nin hak ve hukuk temelli yaklaşımını yansıtıyor şeklinde değerlendirildi.