Antalya'nın Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'nda bu yıl doğan 9 alageyik ile birlikte popülasyon artışı devam ediyor. Türkiye'nin önemli doğal miraslarından biri olan bu alan, alageyiklerin (dama dama) saf ırk olarak tek doğal yayılış alanı olarak biliniyor.
Koruma çalışmaları devam ediyor
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Düzlerçamı bölgesinde alageyik popülasyonunu artırmak amacıyla çeşitli çalışmalar yürütüyor. Nesli tükenme tehlikesi altında olan bu tür için oluşturulan 521 hektarlık Eşen Adası Yaban Hayvanları Üretme Yeri, alageyiklerin tehditlerden uzak, insan müdahalesi olmadan yaşamlarını sürdürebileceği bir ortam sağlıyor.
Alageyik sayısı 173'e ulaştı
Farklı kentlere de zaman zaman nakledilen alageyiklerin, üretim yerindeki sayısı bu yıl doğan 9 yavru ile birlikte 173'e yükseldi. Anadolu Ajansı (AA) ekipleri, bu yıl dünyaya gelen yavruları ve yetişkin alageyikleri doğal yaşam alanlarında otlarken görüntüledi.
Geçmişten günümüze alageyiklerin durumu
Eşen Adası Yaban Hayvanları Üretme Yeri Şefi Ertürk Reçber, 1960'lı yıllarda alageyiklerin sayısının 7'ye kadar düştüğünü belirterek, o dönemde alınan koruma tedbirleri sayesinde popülasyonun artmaya başladığını ifade etti. Reçber, Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'nın dünyada genetiği bozulmamış tek doğal yaşam alanı olduğuna dikkat çekti.
Yeni doğanlar umut veriyor
Nesli tehlike altındaki türler için doğumların büyük önem taşıdığını belirten Reçber, "Ekim-kasım aylarında çiftleşen alageyikler her yıl haziran ayında doğum yapıyor. Yeni doğan alageyiklerin görülmesi hepimizi sevindiriyor." dedi.
Gelecek nesillere bırakılan miras
Eşen Adası'nın 521 hektarlık alanında özgürce yaşayan alageyikler, Türkiye'nin gelecek nesillere bıraktığı önemli miraslar arasında yer alıyor. Reçber, alageyiklerin neslinin devamını sağlamak için hem Bakanlık hem de Genel Müdürlük tarafından ciddi çalışmalar yürütüldüğünü vurguladı.
Bu yılki doğumlar ve alageyiklerin doğal ortamlarında gösterdikleri sağlıklı gelişim, türün korunması ve çoğalması adına umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.