Kemal Kılıçdaroğlu, önce 28 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı’nı sonra da CHP Kongresi’nde Genel başkanlığı kaybetti.
6’lı masadaki kimi liderler, parti içi muhalefet, kimi gazeteciler tüm faturayı Kılıçdaroğlu’na kesti.
Kemal Kılıçdaroğlu, çoğunlukla suskun kalmayı tercih etti.
Ancak kendisini hedef alan Fatih Altaylı’ya zaman zaman yanıt verdi.
Altaylı ise her defasında eleştirilerde vites yükseltti.
Sonunda Kılıçdaroğlu sosyal medyadan Fatih Altaylı’ya deyim yerindeyse patladı.
Kemal Kılıçdaroğlu, yalaka, kepaze, patronların satılık elemanı, namert kadın düşmanı, korkak, işbirlikçi sözleriyle Altaylı’ya yüklendi.
Altaylı’nın muhalif olma iddiasını da reddeden Kılıçdaroğlu, “Muhalifmiş. "Gocuklu celep kaldırınca sopasını, sürüye katılmaya koşan" besili bir koyundan farkın yok. Kalemin satılık. Ruhun satılık. Hatta küfür yuvası ağzın bile satılık” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Altaylı’yı paranın kölesi bir çukur olarak niteledi.
"Akp için çalışıyor - Dış devletlerin Ajanı", "Ayağı asfalttan başka yere değmez" şeklindeki eleştirilerine de “Ben, Bu partiyi senin gibi "elinde viski kadehleriyle partime yön veren" alçakların elinden aldım ve Halkın Partisi yaptım. Bina görevlileri ile oturdum. Kağıt toplayıcıların arkadaşı oldum. Evlere temizliğe giden kadınlara yoldaş oldum. Çok fakir sofrasına oturdum. Emekliyle, işçiyle, garibanla hemhal oldum. Sarayın değil, yoksulun sofrasına oturdum. Be Müptezel!” diye yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu, terör örgütünce kurşunlandığını, linçlere uğradığını ama geri adım atmadığını vurguladı.
Ajan veya işbirlikçi bir adamın parası ve mal varlığı olacağının altını çizen Kılıçdaroğlu, “Cevap ver! Namusum ve Mücadelemden başka NEYİM VAR?” diye seslendi.
Kılıçdaroğlu, Altaylı’ya, “Ajan ve İşbirlikçi olduğumu ispatlamaz isen, Namussuz ve Alçaksın!” sözleriyle ağır bir dille eleştirdi.
İşta Kılıçdaroğlu’nun bugüne dek yaptığı en ağır açıklama şöyle :