Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’na hitap ediyor.
Genel Kurul salonunda bütün siyasi partilerden milletvekilleri yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da özel oturumu takip ediyor.
CHP lideri Özgür Özel ise özel oturuma katılmazken, Genel Kurul'a DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve TİP Genel Başkanı Erkan Baş da katıldı.
Erdoğan, Meclis'e girişinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir süre sohbet etti. Erdoğan, Abbas ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile fotoğraf çektirdi.
TBMM Genel Kurulu'ndaki 'Filistin Özel Oturumu', Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un konuşmasıyla başladı.
"Bu onların iyi günler" diyen Kurtulmuş, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun katliamlarından ötürü uluslararası alanda hesap vereceğini öne sürdü.
Kurtulmuş'un konuşmasının ardından kürsüye çıkan Mahmud Abbas, konuşmasına AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ve parlamentoda yer alan milletvekillerine teşekkür ederek başladı.
Abbas'ın konuşması şöyle:
"Sizlere, büyük acıyı yaşayan halkımın mesajıyla geldim. 1948'den beri felaketi yaşayan halkım, işgalci İsrail'in suçlarına karşı büyük bir mücadele vermekte. Konuşmama, on binlerce şehidimize rahmet dileyerek başlamak istiyorum. İsrail'in saldırıları, cinayetleri ve soykırımı nedeniyle şehit olanları anıyorum. Bunların en sonuncusu da İsmail Haniye'ye işlenen suç olmuştur."
Abbas, Haniye için 'Fatiha' okuduktan sonra konuşmasına devam etti.
"Halkımızın adil davasını savunduğunuz için sizleri selamlıyorum" diyen Abbas, konuşmasına şöyle devam etti:
"Filistin halkına karşı işlenen tarihi adaletsizliğe, katliamlara ve savaş suçlarına karşı Filistin'in yanında yer almaktasınız. Her gün İsrail işgal devletinin Gazze'de bulunan sığınma kamplarına gerçekleştirdiği katliamlara nasıl uluslararası toplum sessiz kalabiliyor? Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz."
Filistin davası Türkiye'de ana mesele haline gelmiştir. Bu, Türk halkının ahlâkının göstergesidir."
7 Ekim'den beri 40 bin Filistinli'nin katledildiğini hatırlatan Abbas, "Topraklarımızdan ayrılmayacağız. Mısır ve Ürdün'e de İsrail'in tehcir planlarını reddettikleri için teşekkür ediyoruz. Gazze, Filistin Devleti'nin ayrılmaz parçasıdır. Ne pahasına olursa olsun başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti'ni inşa edeceğiz" dedi.
Abbas, konuşmasına şöyle devam etti:
"Katiller ve savaş suçluları, işledikleri suçlardan kurtulamayacaklar. Bunlar zamanaşımı ile düşmez. Hesaba çekilecekler. Uluslararası kuruluşlarla işbirliğine devam edeceğiz. BMGK ile de çalışmaya devam edeceğiz. Filistin Devleti'nin uluslararası toplumda hak ettiği yeri sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz. Kudüs, sizlerin de kalbinde tarih boyunca özel bir yere sahip.
Filistin toprağının bir zerresini gözden çıkaran bizden de sizden de değildir. Burası bizlere dinin ve tarihin emanetidir. Halkımız, peygamberimizin emanetinden asla vazgeçmeyecek. Barışa giden yol Filistin'den geçer. İnsanlar, yüksek sesle İsrail'in yıkım güçlerini kınamaktadır."
Metinin dışına çıktığını belirten Mahmud Abbas, "Bugün ABD'deki Yahudilerin yaklaşık yüzde 40'ı İsrail'i suçlu görüyor. İnsanlık; ırkçılık ve ayrımcılığa karşı duruş gösteriyor ve İsrail'in işkencelerine karşı uluslararası kuruluşlar sessiz kalamazlar" dedi.
İsrail cezaevlerinde 10 binden fazla Filistinli'nin bulunduğunu vurgulayan Abbas, şunları söyledi:
"Hepimizi hedef alan düşmana karşı zafere ulaşmanın en kısa yolu güvenliğimizi sağlamaktır. Bütün kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Bizler ulusal uzlaşıyı gerçekleştirmedikçe kafamızın rahat olması mümkün değil. Türkiye'ye sunduğu insani yardımlar nedeniyle de teşekkür ediyorum. Türkiye, hastanelerinde yaralıları kabul etti. Türk kardeşlerimiz her alanda varlık göstererek bizim yanımızda yer aldı.
Gazze'nin altyapısının 3'te 2'si yıkışmış vaziyette. Filistin halkı oralarda evsiz, yurtsuz bırakıldı. Buna rağmen BM'de ABD, üç kez veto hakkını kullandı. Bütün dünyanın İsrail'in karşısında durduğu yerde ABD felaketi devam ediyor. Filistin halkı, tüm gruplarıyla İsrail'in karşısındadır. Bizim önceliğimiz İsrail saldırganlığının bedeli ne olursa olsun durdurulmasıdır.
Filistin'deki bütün kardeşlerimle birlikte Gazze'ye gitme kararı aldım. Bütün gücümle bunu gerçekleştireceğim. Bunun bedeli benim hayatım olsa da benim hayatım Gazze'deki bir çocuğun hayatından daha değerli değil. Ya zafer ya şehadet.
Abbas, Gazze'den sonra Kudüs'e de gideceğini söyledi.
Filistin Devleti'ni 149 devletin tanıdığını hatırlatan Abbas, şunları söyledi:
"Amacımız BM nezdinde tam üyeliği elde etmek. Bizim siyasi ve hukuki mücadelemiz, halk direnişimizle beraber devam edecektir. ABD'yi, Filistin Devleti'ni tanımak zorunda bırakıncaya kadar mücadele edeceğiz. Bizler uluslararası toplumu, UAD'nin kararlarını uygulamaya çağırıyoruz. Türkiye'nin bunu yerine getireceğinden eminiz."
Abbas, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
"Mücadeleci, sabırlı ve direnen Filistin halkı için bizler kutsal alanlarımıza bağlıyız. Bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü muhakkak sağlayacağız. İşgal sona erecektir, Gazze özgür ve ebedi kalacaktır. Hep birlikte, hürriyete, devlete ve Kudüs'e doğru. Yaşasın Filistin-Türkiye kardeşliği. Teşekkürler Türk halkı. Teşekkürler Cumhurbaşkanı. Allah'ın selamı üzerinizde olsun."