Dünyanın en büyük buz dağı girdaba kapıldı
Antarktika'da, dünyanın en büyük buz dağı olan A23a, bir girdaba kapılarak dönmeye başladı. Uzmanlar, bu devasa buz dağının erime sürecinin hızlanıp hızlanmayacağı konusunda farklı görüşlere sahip.
Buz dağının kopuşu ve hareketi
A23a buz dağı, ilk olarak Ağustos 1986'da Antarktika'daki Filchner-Ronne Buz Sahanlığı'ndan koptu. Yaklaşık 34 yıl boyunca sabit kalan buz dağı, 2020 yılında okyanus akıntılarının etkisiyle hareketlenerek Weddell Denizi'nin batısına doğru ilerledi. Ancak bu süreçte bir girdaba kapılan A23a, 2024 yılının başlarından bu yana girdabın etkisiyle dönmeye devam ediyor.
Bilim insanları farklı görüşlerde
Bu dönme hareketi, bilim insanları arasında farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bazı uzmanlar, buz dağının bu girdap içinde hapsolmasının, sıcak sulara doğru ilerlemesini engelleyerek erime sürecini yavaşlatacağını savunuyor. Diğerleri ise bu dönme hareketinin erimeyi hızlandırabileceğini düşünüyor.
İklim krizinden bağımsız doğal süreç
İngiliz Antarktika Araştırmaları Enstitüsü (BAS) yetkilileri, A23a buz dağının kopuşunun iklim krizinden bağımsız olarak doğal bir süreç sonucu gerçekleştiğini belirtiyor. Bilim insanları, buz dağının 2024 yılının başlarına kadar soğuk sularda kaldığını ve bu süreçte yüzey alanının küçük bir kısmını kaybederek 3 bin 850 kilometre kareden 3 bin 672 kilometre kareye düştüğünü ifade etti.
Girdap içindeki döngü ve erime süreci
A23a'nın şu anda Güney Orkney Adaları'nın kuzeyinde saat yönünün tersine döndüğü belirtiliyor. Buz dağının bu hareketi, okyanus akıntılarının denizaltı dağlarının üzerinden akması sonucu oluşan ve "Taylor sütunu" olarak bilinen küçük ölçekli bir sirkülasyonun etkisiyle gerçekleşiyor. A23a, Pirie Bank olarak adlandırılan 100 kilometre genişliğinde ve 1000 metre derinliğindeki bir dağın üzerinde bulunuyor.
Buz dağının geleceği
Bilim insanları, bu girdap içindeki dönme sürecinin tek başına buz dağının erimesine engel olamayacağını, ancak sıcak sulara ilerlemesinin önüne geçebileceğini belirtiyor. Buz dağı, sirkülasyondan kurtuluncaya kadar erimenin nispeten daha yavaş olacağı öngörülüyor.
Deniz tabanındaki yaşama olası etkiler
Bilim insanları, A23a buz dağının ne kadar süre daha girdapta kalacağını öngöremiyor. Ancak benzer bir buz dağının dört yıl boyunca aynı sirkülasyonda kaldığını hatırlatarak, A23a'nın da uzun bir süre daha burada hapsolabileceğini belirtiyorlar. Bu durumun deniz taşımacılığı için açık bir tehlike oluşturduğunu, ancak buz dağının uydu görüntüleriyle yakından takip edildiğini ve bu sayede balıkçı, araştırma ve yolcu gemilerinin güvenli rotalar belirleyebileceğini ifade ediyorlar.
Deniz tabanındaki yaşama olası zararlar
Devasa buz dağlarının deniz tabanını karıştırarak bölgedeki canlılar için daha fazla besin ve karbon yayabileceğini belirten araştırmacılar, aynı zamanda deniz tabanındaki ekosistem üzerinde zararlı etkiler yaratabileceği uyarısında bulunuyor. A23a buz dağının şu an için okyanus tabanında bir erozyona neden olmadığı belirtilse de, devasa buzulların Antarktika'daki deniz tabanına çarpma riski her zaman var.
Büyük deniz canlılarının yaşamı tehlikede
Bu tür bir çarpışmanın deniz tabanındaki yaşamı olumsuz etkilemesinin yanı sıra, foklar, penguenler ve balinalar gibi büyük deniz canlılarının beslenme ve göç süreçlerinde de ciddi aksaklıklara neden olabileceği vurgulanıyor. Okyanus ekosisteminde bu tür büyük ölçekli değişimlerin uzun vadeli etkileri, bölgedeki biyolojik çeşitliliği tehdit edebileceği belirtiliyor.
Dönme hareketinin erime üzerindeki etkileri
Kaliforniya Üniversitesi Yer Sistemi Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eric Rignot, A23a buz dağının girdap içinde dönmesinin, erime sürecini hızlandırabileceğini belirtti. Rignot, dönme hareketinin okyanusta daha fazla ısı değişimi yaratarak buz dağının daha hızlı erimesine katkıda bulunacağını ifade etti. Bu nedenle, buz dağının daha küçük parçalara ayrılmaya başlamasının muhtemel olduğunu vurguladı.
Erimenin nedenleri ve iklim değişikliği bağlantısı
Rignot, A23a buz dağının erimesinin iklim değişikliği ile doğrudan bağlantılı olmadığını belirterek, "Buz dağının erimesinin temel sebebi, daha sıcak ve tuzlu bir çevrede bulunmasıdır. Denizde sürüklenen tüm buz dağları, nihayetinde erimeye mahkumdur." şeklinde konuştu. Buz dağının devasa büyüklüğünün ve sahip olduğu büyük eylemsizlik momentinin, onun yıllarca bu şekilde dönmeye devam edebileceğini düşündürdüğünü dile getirdi.
Buz dağının parçalanma riskleri
Buz dağının olası parçalanması durumunda ortaya çıkabilecek tehlikelere de değinen Rignot, "Buz dağı parçalandığında, daha küçük buz dağlarına ayrılırsa bu durumun pek bir etkisi olmaz. Ancak, buz dağı küçük parçalara ayrılırsa, bu durum sayısız buz parçasının etrafa yayıldığı bir patlamaya benzer. Bu durum, civardaki tekneler için büyük bir tehlike oluşturabilir, zira bu parçalar ölümcül olabilir." uyarısında bulundu.
A23a buz dağının pozisyonu ve geleceği
4. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi Koordinatörü ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Başkanı Prof. Dr. Burcu Özsoy, A23a buz dağının girdaba kapılmasının, onun bir süre daha aynı pozisyonda kalacağı anlamına geldiğini belirtti. Özsoy, buz dağının, okyanus akıntısının bir engelle karşılaşması sonucu iki farklı akıntıya bölünmesiyle oluşan bir girdapta hapsolduğunu ifade etti.
Buz dağının mevcut durumu
Prof. Dr. Burcu Özsoy, A23a’nın deniz yüzeyinin altındaki derinliği göz önüne alındığında, bu buz dağının uzunca bir süre daha erimeden veya daha sıcak bölgelere sürüklenmeden mevcut pozisyonunu koruyacağını belirtti. Bu durum, buz dağının hareketinin sınırlı kalacağı ve dolayısıyla erime hızının da yavaş olacağı anlamına geliyor.
Doğal fenomenin sonucu merak ediliyor
A23a buz dağının girdap içindeki konumunu koruması, buz dağının daha hızlı eriyip erimeyeceği konusunda bilim insanları arasında farklı görüşlere neden oldu. Bazı uzmanlar, buz dağının bu durumda erimesinin yavaşlayacağını öngörürken, diğerleri dönme hareketinin erimeyi hızlandıracağını düşünüyor. Buz dağının çevresel etkileri, deniz tabanına zarar verme riski ve bölgedeki deniz yaşamını olumsuz etkileme potansiyeli gibi faktörler de dikkate alındığında, bu doğal fenomenin nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor.