Çatalhöyük’ten 750 yıl öncesine tarihlenen Canhasan 3 Höyüğü, arkeoloji dünyasında büyük bir ilgi uyandırdı. Kazı çalışmalarını yürüten Doç. Dr. Adnan Baysal, "Çanak çömleksiz Canhasan 3, Çatalhöyük kültürünü hazırlayan yerleşimlerden biri olabilir" dedi.
Yapılan kazı çalışmaları sonucu Türklerin Anadolu'daki varlığının daha eski olduğunu ortaya koydu.
Merkeze bağlı Alaçatı köyünde yer alan Canhasan Höyükleri (I, II ve III), 1950’li yıllarda Dr. David French tarafından yapılan yüzey çalışmalarıyla keşfedildi. 1960’lı yıllarda başlayan kazılar, 10 yıl sürdü.
2022 yılında ise Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle Ankara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Adnan Baysal’ın başkanlığında kazılar yeniden başladı. Bu çalışmalar, Türkiye arkeolojisinin kronolojisini çıkarma açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Canhasan Höyüğü'nün, Konya Ovası'nın paleoekolojik yapısıyla şekillendiğini belirten Doç. Dr. Baysal, "Bölge 14 bin yıl önce tamamen suyla kaplıydı. Sular çekilince bu alana yerleşim kurulmuş. Canhasan 3, çanak çömleksiz neolitik döneme ait bir yerleşim olarak dikkat çekiyor. Burada başlayan yerleşim, ardından kalkolitik döneme kadar devam etmiş" ifadelerini kullandı.
Kazılar sonucunda elde edilen bulgular, Canhasan 3'ün Çatalhöyük’ten 750 yıl daha eski bir yerleşim olduğunu ortaya koyuyor. Canhasan’daki dörtgen planlı evler, içlerindeki düzenlemeler ve kullanılan alanlar, Çatalhöyük’ü andıran özellikler taşıyor. Doç. Dr. Baysal, bu durumun Canhasan 3’ün Çatalhöyük kültürünü hazırlayan yerleşimlerden biri olabileceğini düşündürdüğünü belirtti.
Canhasan 3, tarih öncesi insanların avcılıktan yerleşik hayata ve hayvan evcilleştirmeye geçiş sürecini de yansıtıyor. Bölgede bulunan taş aletler, obsidiyen ok uçları ve kemik aletler, bu dönemin avcılık temelli bir ekonomi modeline dayandığını gösteriyor. Ancak aynı zamanda bitki ve hayvanlarla uğraşıp evcilleştirme süreçlerine de adım atıldığına dair izler bulunuyor.
Kazılar sırasında bulunan evlerin boyalı olduğu, bu boyaların kırmızı ve portakal rengi gibi renkler içerdiği tespit edildi. Bu renklerin Toros Dağları’ndan elde edilen malzemelerle yapıldığı belirtiliyor. Doç. Dr. Baysal, bu bulguların Canhasan halkının oldukça renkli ve canlı bir yaşam sürdüğünü, çevrelerindeki doğal kaynakları nasıl kullanacaklarına dair bilgi ve teknolojiye sahip olduklarını gösterdiğini ifade etti.
Canhasan 3’teki evlerin tabanlarında, nemden korunmak için kireçle yalıtım yapıldığı keşfedildi. Bu tabanlar, kireç yakılarak elde edilen malzemelerle kaplanmış ve 1,5 santimetre kalınlığında sert bir zemin oluşturulmuş.
Doç. Dr. Baysal, bu teknolojinin Anadolu’da ilk defa Canhasan 3’te kullanıldığını belirterek, evlerin nemden korunması için bu tür bir yalıtımın yapılmış olabileceğini söyledi.