Faroe Adaları'nın sesiyle büyüleyen şarkıcısı Eivør, 11 Eylül'de İstanbul'a geliyor. Eivør, 11 Eylül Çarşamba günü IF Beşiktaş'ta sahne alacak. Konser saat 2.00'de başlayacak. Sesiyle milyonları kendisine hayran bırakan Eivør'un kariyeri merak ediliyor.
Eivør, tam adıyla Eivør Pálsdóttir, Faroe Adaları doğumlu bir şarkıcı, söz yazarı ve müzisyendir. 21 Temmuz 1983'te Syðrugøta, Faroe Adaları'nda doğan Eivør, küçük yaşlardan itibaren müziğe ilgi duymaya başladı. 15 yaşındayken ilk solo albümünü çıkardı ve bu albüm, Kuzey Avrupa müzik sahnesinde dikkat çekmesine neden oldu.
Eivør’un müziği, folk, caz, pop, klasik müzik ve elektronik müzik gibi çeşitli türleri harmanlayarak benzersiz bir ses dünyası yarattı. Şarkılarında sıkça Faroe Adaları’nın geleneksel müziklerinden ve doğasından ilham alan Eivør, kendi anadili olan Faroece’nin yanı sıra İzlandaca, Norveççe, Danca ve İngilizce de şarkı söylüyor.
Eivør’un kariyerindeki önemli adımlardan biri, 2004 yılında çıkan Krakan albümüyle geldi. Bu albüm, onun hem Faroe Adaları'nda hem de uluslararası arenada tanınmasını sağladı. İzlandalı grup Yggdrasil ile yaptığı çalışmalar ve Danimarkalı folk grubu Valravn ile olan işbirlikleri de kariyerinde önemli yer tutuyor.
2015 yılında yayımladığı Slør albümü, Eivør’un müzikal olgunluğa eriştiği bir döneme işaret ediyor. Bu albüm, onun en sevilen çalışmalarından biri olarak kabul ediliyor. Slør albümündeki şarkılar, 2017 yılında İngilizceye çevrilmiş versiyonlarıyla yeniden yayımlandı ve bu durum, Eivør’un daha geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmasını sağladı.
Eivør, yalnızca albümleriyle değil, film ve televizyon müziği alanındaki çalışmalarıyla da tanınıyor. Özellikle, popüler TV dizisi The Last Kingdom ve Game of Thrones'un bazı müziklerinde vokal katkılarıyla biliniyor. Bu projelerdeki çalışmaları, onun güçlü ve mistik vokal yeteneğini daha geniş kitlelere tanıttı.
Eivør, müzik kariyerine devam ederken, çeşitli sanat projelerinde de yer alıyor. Konser turları ve yeni albüm çalışmalarıyla hayranlarını etkilemeye devam ediyor. 2020 yılında yayımlanan Segl albümü, onun müzikal yolculuğunun son halkası olarak öne çıkıyor ve sanatçının kişisel ve sanatsal gelişimini gözler önüne seriyor.