Narin’in ölüm şekli, son dönemde tartışma konusu olan ve Yahudi ritüellerine dayandığı iddia edilen "Tavşan Tepesi" adlı kitapla büyük benzerlikler taşıyor. Kitapta yer alan tavşanlarla yapılan ritüeller, Narin’in yaşadığı trajik son ile örtüşüyor.
Kurban olarak sunulan tavşanların hikayesi, Narin'in ölümüne dair çeşitli teoriler ortaya atılmasına neden oldu. Bu olayın gerçekten bir Yahudi ritüeli olup olmadığı ya da yalnızca bir teori mi olduğu konusunda ise net bir açıklama yok.
Olayın üzerinin örtülüp örtülmediği ya da ritüel iddialarının gerçek olup olmadığı konusundaki soru işaretleri araştırılıyor.
Bir fotoğrafta Narin'in üzerindeki giyside yer alan tavşan resmi ve annesinin elindeki beyaz tavşan, "tavşanı takip et" öğretisinin sosyal medyada gündeme gelmesine sebep oldu.
Bu söz, "Alice Harikalar Diyarında" masalında ana karakterin, bir tavşan deliğinden geçerek bilinmeyen bir dünyayı keşfetmesinden geliyor. "Tavşanı takip et" öğretisi, küçük bir ipucunu izleyerek büyük gerçeğe ulaşmayı ifade ediyor.
Orijinal adı Rabbit Hill (Tavşan Tepesi) olan kitap 1945 yılında Amerikalı hikaye yazarı Robert Lawson tarafından yazılmış bir çocuk kitabıydı.
"Tavşan Tepesi" adlı kitabın, derin mitolojik ve sembolik anlamlar taşıyan bir anlatıya sahip olduğu söyleniyor. Bu eserde, tavşanlar (çocuklar) ahırda kitlenmiş ve bir kurtuluş mücadelesi vermektedirler. Hikaye, bu tavşanların özgürlüklerine kavuşmak için verdikleri gemiye ulaşma mücadelesini odağına alıyor. Kitapta bu hikaye üzerinden "fedakârlık" ve "kurtuluş" temaları işleniyor.
Enver Aysever'in Youtube üzerinden yayınlanan programına katılan gazeteci Büşra Sanay, Narin Güran cinayetinin ardındaki sır perdesi hakkında şunları söyledi:
Narin'in kopmuş sol bacağının, kitaptaki hikayede tavşanların sol bacaklarından asılmasına bir gönderme olabileceği düşünülüyor. Hikayede tavşanlara 19'uncu günde kaçma fırsatı verilmesi, Narin'in cesedinin aramaların 19. gününde bulunmasıyla örtüşüyor.
Büşra Sanay, Narin'in ölümü ve kitaptaki semboller arasında kurulabilecek ilişkiyi şu sözlerle anlattı: