Kötülüğün bir pandemi gibi bulaşıcı hale geldiği son günlerde iyi olmanın ve iyilik yapmanın önemini kaleme aldık. ‘Tut Elimi Derneği’ gönüllüsü ve ‘Gezgin Gurmeyiz Blog editörü’ Yazar-Aktivist Turgut Tunç ile aylardır Gazze’de devam eden soykırımı, Narin’i, Sıla bebeği ve birçok masumun gördüğü kötülüklere rağmen iyiliğin hala var olduğunu ve yürütülen insani yardım faaliyetleriyle de nakış nakış işlediğini okurlarımıza aktardık.
“Benlikten uzaklaştıkça, biz olabildikçe iyi olabiliriz”
Yurtiçi ve yurtdışında yürütülen insani yardım faaliyetlerinde gönüllü olarak yer alan Tunç, tecrübelerini ‘Yazmayı Sevmiyorum’ ve ‘Heybemde Hikayeler’ adlı kitaplarıyla okuyucuya sunuyor.
Yazar Tunç, kitaplarında insanlığa iyi ve faydalı olabilmenin öncelikle ‘kendine iyi olmak’tan geçtiğini ifade ediyor. Bunun formülünü ise “Benlikten uzaklaştıkça, biz olabildikçe iyi olabiliriz” ifadesiyle veriyor.
Yurtiçi ve yurtdışı faaliyetleri
Yurtiçi-yurtdışı yardım organizasyonlarında birçok farklı alanda çalışmalar yaptıklarını kaydeden Tunç, “Deprem bölgesinde özellikle son 1,5 yıldır 6 Şubat’tan bu yana farklı il ve ilçelerde kumanya dağıtımları, market kartları, içme suyu dağıtımları, eğitim ve sağlık hizmetleriyle farklı alanlarda birçok proje organizasyonu yapıyoruz. Bunun dışında okullarda kütüphane ve zekâ strateji kulübü sınıflarının açılışlarına destek veriyoruz.
Yurt dışında Tika ve AFAD ile birçok organizasyonda dernek olarak yer alıyoruz. Farklı coğrafyalarda su kuyusu, kumanya dağıtımları, fidan dikimleri, sağlık organizasyonları noktasında çalışmalarımız oluyor.” diyerek, her yıl Tarım ve Orman Bakanlığıyla beraber çalışmaların yapıldığı rotalarda ağaçlandırma yaptıklarını belirtti.
Bunun yanı sıra ağaçlandırma etkinliğini kesilen kurbanlar ve ilave alınan bağışlar adedince yaptıklarını aktarıyor.
Ankara Masası olarak Turgut Tunç ile yaptığımız özel röportajda, yazar aynı zamanda Türkiye’nin mazlum ülkeler nezdinde ‘umudun adı’ olduğunu vurguluyor.
RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN >>
