Ankara'da yaşayan 28 yaşındaki G.T. ile Kayseri'de yaşayan 36 yaşındaki M.S.'nin internet üzerinden başlayan ilişkisi, hediyeler ve maddi yardımların geri ödenmesi talebiyle hukuki bir anlaşmazlığa dönüştü.
M.S., ilişkileri boyunca G.T.'ye çeşitli pahalı hediyeler ve para yardımları yaptı, ancak G.T. üç ay sonra M.S. ile ilişkisini sonlandırdı.
M.S., barışma teklifinin reddedilmesinin ardından, G.T.'ye 130 bin TL'lik hediyelerin iadesi için Kayseri İcra Dairesi aracılığıyla bir ödeme emri gönderdi. G.T., taşındığı için bu emre zamanında itiraz edemedi ve banka hesabındaki 140 bin TL'lik birikimi haciz yoluyla M.S.'ye ödendi.
Bu duruma karşı G.T., hediyelerin gönüllü olarak verildiğini ve talep etmediğini belirterek haksız icra takibi yapıldığı gerekçesiyle Kayseri Nöbetçi Hukuk Mahkemesi'ne başvurdu.
G.T.'nin avukatı, ilişkide verilen hediyelerin bağış niteliğinde olduğunu ve Yargıtay kararları doğrultusunda bu tür hediyelerin iade edilmesinin gerekmediğini savundu. Ayrıca, M.S.'nin G.T.'yi sürekli takip edip rahatsız ettiğini ileri sürerek, M.S. hakkında 3 ay uzaklaştırma kararı aldırdıklarını belirtti.
M.S. ise G.T.'yi evlenme vaadiyle dolandırdığını iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ayrıca, G.T.'ye hakaret, tehdit, iftira ve fuhuş iddialarında da bulundu.
G.T. ise kendisine gönderilen hediyelerin talebi dışında olduğunu ve ayrıldıktan sonra M.S.'nin kendisiyle barışma bahanesiyle tekrar iletişim kurmaya çalıştığını söyledi. G.T., M.S.'nin uzaklaştırma kararını defalarca ihlal ettiğini ve kendisini sürekli takip ettiğini belirterek, bu sürecin psikolojik olarak yıpratıcı olduğunu ifade etti.
G.T.'nin avukatı, müvekkiline yapılan haksız icra takibi ve iftiraların, itibarsızlaştırma ve yıldırma amacı taşıdığını belirtti. Davanın hukuki mücadelesi devam ederken, G.T. hem maddi hem de psikolojik olarak zor bir süreçten geçtiğini belirtti.