İsrail, Gazze'ye onlarca atom bombasına eş değer bomba yağdırdı.
Şehri yerle bir etti.
Ne hastane, ne okul, ne cami bıraktı. Kentin alt yapısını yok etti.
Hayalet kente dönen şehirden milyonlarca insan evini bırakıp göç etti.
Çoğu çocuk ve kadın 42 bine yakın Filistinliyi katleden İsrail, şimdi de Lübnan'da yıkıma başladı.
Lübnan'ı karadan işgale girişen israil beklemediği bir bozguna uğradı.
Lider kadrosunu yok ettiği Hizbullah, aralarında subayların da olduğu onlarca İsrail askerini bir günde öldürünce şok yaşayan siyonistler hava saldırılarına yöneldi.
Karadan ilerleyemeyen İsrail ordusu havadan sivilleri vuruyor. Tıpkı Gazze'deki gibi hastaneler, camiler hatta göç yolları bile hedef alınıyor.
Lübnan'ın kuzeyine de ilk kez hava saldırısı düzenleyen İsrail Beyrut'a bomba yağdırmaya da devam ediyor.
Gece boyu, şehrin ortasına bomba yağarken yıkımın boyutu artıyor. Özellikle, 23 Eylül'den sonra saldırılar şiddetlendi.
Lübnan Sağlık Bakanlığı, can kaybının 2 bin 23'e yükseldiğini duyurdu. Üstelik 127 çocuk, 261 kadın yaşamını yitirdi. Yaralı sayısının ise 9 bin 535'e çıktı.
Trablus kentini de vuran israil'in saldırısında Hamas'ın üst düzey isimleri arasında sayılan Saeed Atallah ile birlikte eşi ve iki çocuğunun da hayatını kaybettiği öne sürüldü.
İsrail, büyük şok yaşadığı Lübnan'ın güneyinde ise hastaneleri, camileri ve göç yollarını vuruyor.
Bint Cubeyl kentindeki Şehit Salah Gandur Hastanesi çevresini bombalanırken çok sayıda sağlık personeli ve hemşirenin yaralandığı haber veriliyor.
İsrail'in hastaneler ve ambulansları vurması sonrası ülkenin güneyindeki dört hastanede operasyonlar durduruldu.