Birleşmiş Milletler (BM) Sağlık Hakkı Özel Raportörü Tlaleng Mofokeng, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Mofokeng, bu saldırıların sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik terör unsurları içerdiğini ve İsrail'in bir soykırım planının parçası olduğunu söyledi.
Gazze'deki halkın ruh sağlığına ilişkin önemli tespitlerde bulunan Mofokeng, çatışmaların başlamasından bu yana bölgedeki travma ve anksiyete düzeyinin olağanüstü seviyelere ulaştığını belirtti.
Halkın neredeyse yarısının, 7 Ekim 2023'ten önce de travma sonrası stres bozukluğuyla mücadele ettiğini ifade eden Mofokeng, son bir yılın bölgedeki psikolojik yaraları daha da derinleştirdiğini vurguladı.
Mofokeng, özellikle uygun cenaze törenlerinin yapılamamasının, halk üzerinde kalıcı etkiler bıraktığını ve bu yaraların uzun yıllar sürecek şekilde iyileşmesi zor hasarlara yol açtığını kaydetti.
Bölgedeki sağlık hizmetlerine erişimin gün geçtikçe daha da zorlaştığını belirten Mofokeng, Gazze'deki gençlerin geleceğine ilişkin endişelerini dile getirdi. Mofokeng, bölgede doğan çocukların doğum belgelerini bile alamadan yaşamlarını kaybettiğini ya da şiddet içinde büyüyen bir neslin travmalarla yüzleştiğini vurguladı. "Gazze’deki genç nesli çoktan kaybettik, bombalar durdurulmadığı sürece geleceği nasıl inşa edebiliriz?" diyen Mofokeng, bölgedeki krizin nesiller boyu etkisini sürdüreceğini söyledi.
Evlerin ve sağlık tesislerinin ciddi şekilde tahrip edilmesi ve temel hizmetlere erişimin kısıtlanması konusuna da değinen Mofokeng, bu durumun İsrail tarafından tasarlanmış bir strateji olduğunu belirtti. Mofokeng, bu stratejinin halkı sürekli bir korku ve belirsizlik içinde tutmaya yönelik olduğunu savunarak, "Bu yapılanlar psikolojik terör ve İsrail’in soykırım planının bir parçasıdır" dedi. Ateşkesin bir an önce sağlanması gerektiğini vurgulayan Mofokeng, bu sağlanmadıkça sağlık hizmetlerinin iyileşmesinin mümkün olmadığını belirtti.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Margaret Harris de, İsrail'in devam eden saldırılarının Gazze halkının ruh sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerini vurguladı. Harris, geçtiğimiz yıl süren çatışmaların, halkta var olan psikolojik sorunları daha da derinleştirdiğini ve yeni ruh sağlığı problemlerine yol açtığını belirtti. Özellikle intihar oranlarının artışı dikkat çekici bir nokta olarak öne çıktı. Harris, intihar vakalarının büyük bir kısmını 18-30 yaş arasındaki genç erkeklerin oluşturduğunu kaydetti.
Harris, Gazze'deki tüm nüfusun, sürekli bir stres ve korku altında yaşadığını ve acil ruh sağlığı hizmetlerine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Saldırılar devam ettiği sürece bölgedeki ruh sağlığı sorunlarının daha da artacağını ifade eden Harris, sağlık personelinin de benzer zorluklarla mücadele ettiğini, hatta bazı sağlık çalışanlarının saldırılar sırasında yaşamlarını kaybettiklerini dile getirdi. Harris, bu kriz karşısında mevcut yardımların yetersiz kaldığını ve gerçek iyileşmenin sadece şiddetin durmasıyla mümkün olabileceğini vurguladı.
Harris son olarak, Gazze'deki krizin sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir kriz olduğunu hatırlatarak, "Ruh sağlığı, en az fiziksel sağlık kadar önemlidir ve hemen ele alınmalıdır." ifadelerini kullandı. Uluslararası toplumu, saldırılar sonlandıktan sonra bölgedeki iyileşme sürecine destek olmaya çağırdı.