Hamas'ın siyasi lideri Halid Meşal'in açıklaması şöyle:
Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla!
Alemlerin Rabbine hamdolsun.
Peygamberlerin sonuncusu efendimiz Hazreti Muhammed'e, ailesine ve ashabına salat ve selam olsun.
Allah en büyüktür. Allah'a pek çok hamd-u senalar olsun.
Sabah ve akşam Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih ederim.
Sevgili Türkiye'deki kıymetli kardeşlerim!
Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle tüm kurumları ve partileriyle bugün burada, Gazze'deki, Batı Şeria'daki Kudüs ve Mescidi Aksa'daki kardeşlerimize destek olmak, Aksa Tufanı Operasyonunun yıl dönümünü anmak ve Gazze'deki kardeşlerinizin zaferini kutlamak için meydanları dolduran sizlere en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum. Allah sizlerden razı olsun.
Aksa tufanının üzerinden koca bir yıl geçti. Bu süre zarfında sizlerin savaş meydanındaki kardeşlerinize destek olmak için gösterdiğiniz yoğun çabaya ve gayrete hepimiz şahidiz.
İzzet, şeref ve kahramanlık destanları ile dolu Kutlu Tufan'ın başlangıcından bu yana tam bir yıl geçti. Bu bir yıl içerisinde öne çıkan 3 önemli hususu sizlerle paylaşmak istiyorum:
İlk olarak Gazze'de sergilenen destansı direniş, tüm zorluklara ve saldırılara rağmen dimdik ayakta duran fedakar halkımızın başarısıdır.
Kahramanlık destanları yazan Kassam Tugaylarındaki, Kudüs Seriyyeleri ve diğer direniş gruplarındaki Mücahit kardeşlerimiz, Düşman ordusuyla aralarındaki büyük imkan farklarına rağmen işgalcileri nasıl dize getirdiklerini ve hezimete uğrattıkları bütün dünyaya bir kez daha gösterdiler.
Benzersiz bir direniş ve sabır sergileyerek direnişine sahip çıkan halkımız, kahraman mücahitlerimizle birlikte düşman askerlerini düşman askerlerini çılgına çevirdi.
İşgalci düşman, dağılmış ve tarumar olmuş bir halde de başladığı noktaya geri dönmek zorunda kaldı.
Katliamlara, açlığa ve yerinden edilmeye rağmen sabreden, dağlar gibi dimdik ayakta duran fedakar halkımızın üzerimizdeki hakkı çok büyüktür.
İkinci olarak:
Kıymetli kardeşlerim. Siyonizm'in işlediği korkunç suçlara hep birlikte şahit oluyoruz. Bu Siyonist düşman her yerde insanları katlediyor ve her coğrafyada kaos kargaşa oluşturuyor.
Sadece Siyonistlere kendisi gibi düşünen Siyonistlere yaşam hakkı tanıyan bu düşman; Müslümanlara, Hıristiyanlara, ümmete ve hatta insanlığa karşı düşmanlık besliyor.
Bu Siyonist düşman vuruyor, öldürüyor ve soykırım uyguluyor. Çocukları ve kadınları katlediyor. Hastaneleri, camileri, okulları, kiliseleri hedef alıyor. Sivillerin sığındığı barınakları, bakım evlerini ve sivil yerleşkeleri vuruyor.
Bu Siyonist düşman bizleri toprak altında görmek ve bölgeye hükmetmek istiyor.
Görüyoruz ki bu düşman katliamlarını sadece Filistin topraklarıyla sınırlı tutmuyor. Farklı coğrafyalarda da aynı suçları işliyor.
Bazıları İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği bu soykırımın sebebi olarak 7 Ekim'deki Aksa Tufanı'nı gösterse de, katliamlar bu işgalin ortaya çıktığı 1948 yılından beri devam etmektedir.
Yakın zamanda tanık olduğumuz en önemli şey, bu düşmanın tüm bölgeyi hegemonyası altına alarak kontrol etme arzusudur.
Peki bizler! Sevgili Türkiye halkı! İsrail'in bizi kontrol altına almasına rıza mı göstereceğiz? İsrail'in hedefi sadece Filistin'le sınırlı değil. İsrail sizin topraklarınızı da işgal ederek kontrol altına almak ve size boyun eğdirmek istiyor.
Son zamanlarda ABD'nin bölge stratejisinde İsrail'le nasıl bir işbirliği içinde olduğunu en ince detaylarına kadar ortaya koyan gelişmeler şüpheye yer bırakmayacak şekilde gözler önüne serilmiştir.
İsrail kendisini besleyen eli bile ısıracak kadar kontrolden çıkmış durumda. Bu durum Siyonist işgalcilerin insanlık için ne kadar tehlikeli olduğunu bize bir kez daha kanıtlamaktadır.
Üçüncü olarak:
Geçtiğimiz bir yıl boyunca bu ümmetimizin asaleti her alanda kendisini gösterdi. Bu durumu aziz Türkiye'mizde doğudan batıya ümmetin her coğrafyasında gördük.
Filistin davası, İslam ümmetine her parçasıyla her rengiyle bir araya getiren ortak bir dava haline geldi. Bu dava, bize aramızdaki ihtilafları aşmak için bir fırsat sunuyor.
Özellikle Filistin davası etrafında birleşmek, ümmetin daha önemli ve büyük meselelerinde bir araya gelmesi için bir fırsat teşkil ediyor.
Bugün burada, bu üç önemli meseleyi dile getirmemiz, üzerimize düşen sorumlulukları idrak etme ve bu sorumlulukları yerine getirmek için harekete geçme yükümlülüğü yüzden kaynaklanıyor.
Bir araya gelerek asaletin bizi gösterdik. Kararlılığımızı, gücümüzü, imkanlarımızı ve Gazze Halkıyla dayanışma ruhumuzu ortaya koyduk.
Bugün sorumluluğumuzu yerine getirmiş olsak da, bu yalnızca bir başlangıç. Önümüzde uzun bir savaş ve yerine getirilmesi gereken birçok sorumluluk var.
Kıymetli kardeşlerim, değerli bacılarım.
Kendinizi hazırlayın!
Önümüzdeki günlerin daha zorluğu, savaşın, daha çetin geçeceğini biliyoruz.
Bu nedenle bugünü hatırlayın. Gazze'deki kardeşlerinize karşı sorumluluğunuzu hatırlayın.
Onları unutmayın, onlar bizim kardeşlerimiz, ailemiz ve sevdiklerimizdir.
Üzerimize düşen görev, onları yalnız bırakmamak, onlara destek olmak ve onların mücadelesine ortak olmaktır.
Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya karşı sorumluluğumuzu hatırlayın.
Aksa, bizim ilk kıblemizdir. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed'in (SAV) Miraç'a yükseldiği yerdir.
Siyonist düşman ise bu mescidi yıkmak ve sözde heykelini inşa etmek istiyor.
Batı Şeria halkını Ürdün'e sürerek dinimizin ve ümmetin güvenliğini sarsmak istiyor.
Bu düşmanın hepimiz için bir tehdit olduğunu hatırlayın.
Allah-u Teâlâ'nın Münafikun Suresinde buyurduğu üzere "Onlar düşmandırlar. Onlardan sakının. Allah onları kahretsin. Nasıl da haktan yüz çeviriyorlar" ayetini hatırlayın.
Kardeşlerim!
Gazze için, Mescid-i Aksa'mız ve Kudüs'ümüz için, Aksa Tufanı için harekete geçip mücahit kardeşlerinize destek veriyor ve onlarla birlikte oluyorsunuz.
Gazze'deki, Batı Şeria'daki, Kudüs'teki kardeşlerimize verdiğiniz bu desteğinizle Aynı zamanda kendi milli güvenliğimizi, bağımsızlığınızı ve onurunuzu da savunuyorsunuz.
Siz Siyonist işgalcilere 'hayır' dediğinizde; İşgalcilerin Gazze, Kudüs ve Batı Şeria'daki saldırılarına ve bölgedeki hakimiyetine karşı çıktığınızda aslında kendi bağımsızlığınız için, izzetiniz ve şerefiniz için işgalcilere 'biz özgür ve onurlu bir ümmetiz, sizin hakimiyetinizi tanımıyoruz' diyorsunuz.
İşte bu, işgalcilere iletilmesi gereken asıl mesajdır. İşgalcilere bu mesajı nasıl ileteceğiz?
Kıymetli kardeşlerim, değerli bacılarım!
Savaşın bütün cephelerine katılarak ancak bu mesajı iletebiliriz.
Mesajımızı işgalcilere ve Amerika'ya duyurmak için neler yapmalıyız?
1. Meydanlara dönmeliyiz. Meydanları dolduralım. Meydanlarda ve sokaklarda milyonlarca insanın toplanması, Siyonistlere, Amerika'ya ve tüm dünyaya, Gazze'yi yalnız bırakmayacağımızın bir göstergesi olacaktır.
Kardeşlerim! Milyonlarca insan olarak meydanlara geri dönün. Siyasi baskıyı artırın. Arap ve İslam ülkelerinin liderlerine, hükümetlerine, Gazze'ye destek vermemiz gerektiğini, bu savaşa hayır dememiz gerektiğini, saldırıların ve katliamların durması gerektiğini hatırlatın.
2. Kardeşlerinize maddi yardımlarda bulunun. İnsani yardımlar gönderin. Gazze halkının yaşadığı bu açlık zincirini kırın ve her türlü destekle onların yanında olun. Onların acılarını hafifletecek her şeyi onlara gönderin.
3. Medyada ve sosyal medyada da sürdürülen savaşta da aktif bir şekilde yanımızda yer alın. İsrail'in yalanlarına, manipülasyonlarına ve saçmalıklarına karşı durun, doğruları anlatmak, gerçekleri haykırmak için mücadele edin.
4. Eğitim yılının başlamasıyla birlikte üniversitelere göre dönen öğrenci kardeşlerim, -her şeyden önce Rabbim sizleri muvaffak kılsın- Bu savaşın cephelerini, meydanlarını boş bırakmayın, yaşadığımız bu günler Rabbimizin bizi denediği, bizlerinse Rabbimize yaptıklarımızı sunduğumuz günlerdir. Yaşadığımız bu tarihi anlarda ne Gazze'den ne Kudüs'ten ne de Mescid-i Aksa'dan asla vazgeçmeyeceğimizi haykırın. İrademizden, özgürlüğümüzden ve egemenliğimizden vazgeçmeyeceğiz. Siyonizmin bizleri, bölgemizi ve dünyayı yönetmesine izin vermeyeceğiz.
5. Rabbimiz hafif ve ağır olarak cihada çıkınız diye bizlere emretmiştir. Bu üzerimize düşen bir vazifedir. Herkes gücü nispetince, kimi malı ile, kimi sözü ile, kimi eli ile, kimi de silahıyla cihat etmelidir. Muzaffer oluncaya kadar, bu barbarlığı durduruncaya kadar ve büyük zafere ulaşıncaya kadar mücadele edin. Tarihe, bu ümmetin asaletini ispat edip bu büyük dava uğruna bir araya geldiği, Filistin'den, Kudüs ve Mescid-i Aksa'dan vazgeçmediği yazılıncaya ve özgür ruhlu bir ümmet olarak varlığını hak ettiğini ispatlayıncaya kadar mücadeleye devam edin.
Aziz Türkiye Halkı!
Rabbim sizleri muhafaza eylesin ve sizlerden razı olsun. Rabbim bu fedakarlıklarınızı kabul buyursun. Filistin halkı bu asil duruşunuzu asla unutmayacaktır. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.