İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesinde geçtiğimiz hafta işçiler, fabrika bahçesinde yürümekte zorlanan bir geyiği fark edip Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ile belediye ekiplerine bildirmiş, sol ön ayağında kırık olduğu tespit edilen yaralı geyik tedavi edilmek üzere barınağa götürülmüştü.
Bu olay sosyal medyada büyük yankı uyandırırken Türk mitolojisinde yaralı geyiğin felaket habercisi olduğu konuşulmuştu.
İzmir haberi henüz gündemden düşmemişken bir olay da Bolu’da meydana geldi. Mudurnu ilçesinde bir otomobil, orman yolunda yola çıkan bir geyiğe çarparak kaçtı. Çarpma sonucu telef olan geyik, bir gün sonra vatandaşlar tarafından yarısı kurtlar tarafından yenmiş şekilde bulundu.
TUSAŞ’a hain saldırı
Olaydan bir gün sonra Ankara’da hain saldırı gerçekleşti. Kahramankazan ilçesinde bulunan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) terör saldırısının hedefi oldu. Saldırıda biri taksici, biri güvenlik görevlisi, biri başmühendis, biri kalite kontrol çalışanı ve biri TUSAŞ personeli olmak üzere 5 kişi şehit düştü. Yanı sıra 22 kişinin de yaralandığı açıklandı.
Yaralı geyik akıllara yeniden geldi
Hain terör saldırısının ardından akılla yeniden "Yaralı geyik alameti" geldi. Sosyal medyada bir çok kullanıcı geyiklerin haber verdiğini belirtti.
Peki yaralı geyik alameti nedir? Yaralı geyik, tarih boyunca birçok kültürde doğanın dengesine dair önemli bir uyarı olarak kabul edilmiştir. Geyik, pek çok toplumda saflığın, zarafetin ve doğanın ruhunu simgelerken, yaralı hali tehlikelerin yaklaşmakta olduğuna dair bir işarettir.
Özellikle Kızılderili mitolojisinde, yaralı bir geyik görülmesi, toplumun doğa ile olan bağının zayıfladığını ve büyük felaketlerin habercisi olduğunu söyler. Aynı zamanda bu kehanet, savaş, kıtlık ya da doğal afetler gibi olayların yaklaştığına dair güçlü bir sembol olarak yorumlanır.
Geyik yaralanması, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda manevi bir yara olarak da yorumlanır ve bu durum insanın kendi iç dünyasında yaşadığı zorlukları simgeler. Bu alametin kökeni, Kızılderili kabilelerinden eski Avrupa mitolojilerine kadar uzanır. Eski Avrupa’da, yaralı bir geyiğin görünmesi, kötü şans ve talihsiz olayların kapıda olduğunu gösterirdi.
Türk Mitolojisinde Yaralı Geyik
Yaralı geyik, Türk mitolojisinde doğanın ve ruhani dünyanın dengesine dair önemli bir semboldür. Geyik, eski Türkler için kutsal bir hayvan olup doğanın koruyucusu olarak kabul edilmiştir. Türk destanlarında geyik, rehberlik eden ve insanlara yol gösteren bir figürdür. Ancak yaralı bir geyik görülmesi, dengenin bozulduğunu ve felaketlerin yaklaştığını simgeler.
Yaralı geyik ve Şamanizm
Şaman inancında yaralı geyik, ruhsal bir yolculuğun veya içsel bir dönüşümün işareti olabilir. Bir şamanın rüyasında yaralı bir geyik görmesi, onun doğa ruhlarıyla olan dengesinin bozulduğunu ve bu durumu düzeltmesi gerektiğini anlatır. Geyik, ruhsal bir rehber olarak şamanlara yol gösterirken, yaralı hali ruhani dünyanın da bir uyumsuzluk içinde olduğunu işaret eder. Bu tür işaretler, şamanların doğa ve ruhlarla daha derin bir bağ kurması gerektiğini ifade eder.