Birçok başarılı yapımda rol alan, Türk dizi ve sinemasının sevilen oyuncusu Olgun Şimşek, kariyerinin "bundan olmaz" ifadesiyle şekillendiğini ve bu zorluklara rağmen profesyonel bir oyuncu olduğunu söyledi. "Bir Demet Tiyatro", "7 Numara", "Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz", "Yalan Dünya" ve Netflix'in "Terzi" dizisi gibi projelerde yer alan 53 yaşındaki usta oyuncu Olgun Şimşek, kariyer yolculuğunu anlatırken çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Son olarak TRT 1 ekranlarında izleyiciyle buluşan "Kara Ağaç Destanı" adlı dizide rol alan Şimşek, TRT World Citizen tarafından Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Humanitarian Film Festival" (İnsani Film Festivali) kapsamında düzenlenen oyunculuk atölyesine katıldı. Atölye öncesinde AA muhabirine açıklama yapan Şimşek, projelerinde türkü seslendirmenin kendisi için keyifli bir deneyim olduğunu ifade etti.
Oyunculuğu önceliği olarak belirten Şimşek, kendisini bir solist olarak görmediğini vurgulayarak, "Ben solist değilim. Dizi projelerinde ya da arkadaşlarımın YouTube programlarında şarkı söylüyorum. Bu vesileyle türkü söyleme fırsatım oluyor ama asıl işim oyunculuk. Yeni dizimiz 'Kara Ağaç Destanı' da oldukça iyi ilerliyor" dedi.
Atölyede yaptığı konuşmada oyunculuk mesleğinin temelde iletişim üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Şimşek, bir oyuncunun kendisini doğru bir şekilde ifade edebilmesinin önemine dikkat çekti. Bu yeteneğin ancak doğru iletişimle ortaya konulabileceğini belirtti.
1988 yılında konservatuvara girdiğini söyleyen Şimşek, o dönemde Türkiye'de sadece 2-3 konservatuvarın bulunduğunu ve sınırlı sayıda öğrenci kabul edildiğini ifade etti. Oyunculuk eğitimi alırken, TRT dışında başka bir yayın organının olmadığı bir dönemde oyunculuğa adım attığını söyleyen Şimşek, "Konservatuvara girerken bir dizide oynayıp ünlü olacağım gibi bir amacım yoktu. Tiyatro dünyasına adım attım ve 'bu hünerli çocuk' diye anılmaya başladım. Aslında biraz çaresizlikten oyuncu oldum ya da yeteneğimi fark ettim ve kendimi bu alanda buldum" dedi.
Şimşek, konservatuvardan başlayarak kariyerinin her aşamasında "bundan olmaz" ifadesini sıkça duyduğunu belirterek, "Bir gün bir oyun yapacak olursam, bu oyuna 'bundan olmaz' ismiyle başlamak istiyorum. Hayatım 'bundan olmaz' denilerek geçti. Konservatuvardayken de profesyonel olduğumda da hep 'bundan olmaz' dediler. Bu süreç, kendimi sürekli ispat etmeye çalıştığım bir serüvene dönüştü" ifadelerini kullandı.
Olgun Şimşek, oyunculuk sürecinin her aşamasında yeni şeyler öğrendiğini ifade ederek meslek seçiminde "keşke başka bir şey olsaydım" demediğini belirtti. Çevresinin kendisinden müzisyen olmasını beklediğini dile getiren Şimşek, "Düğünlerde şarkı söyleyen bir adamdım. Ceyda Düvenci'nin babası İsmail Düvenci, 'Kesinlikle oyuncu olmalısın' diyerek beni konservatuvara hazırladı. Konservatuvar eğitimiyle birlikte oyunculuğa başladım" dedi.
Şimşek, uzun yıllar kötü adam karakterlerini canlandırdıktan sonra "Yalan Dünya" dizisinde Selahattin rolüyle komedi türünde bir karaktere hayat verdiğini ifade etti. Kötü adam rollerini "iyi" ya da "kötü" diye sınıflandırmadan oynadığını, karakterlerin insani yönlerini ön plana çıkarmayı tercih ettiğini ekledi.
Oyunculuk eğitimini süregelen bir süreç olarak değerlendiren usta oyuncu, "Oyunculuk eğitimi verilmiyor, onu alabiliyorsanız oluyor. Sürekli öğrenmeye devam ediyorsunuz. Bence oyunculuk insan olmanın bir parçası ve her aşamada bir şey öğreniyorsunuz," dedi. Şimşek, "Terzi" dizisindeki çocuk ruhlu karakterini canlandırırken babalık deneyimlerinin rolü nasıl etkilediğine değinerek, bu deneyimlerin performansını derinleştirdiğini vurguladı.
Oyunculuğun öğrenilebilir bir beceri olduğunu ancak doğuştan gelen bir yatkınlığın da gerektiğini belirten Şimşek, "Çocukluk dönemindeki özgürlük ve kendini ifade etme, oyunculuğu besleyen temel deneyimlerdir. Başka birinin durumunu yargısızca anlayabilmek, onu kendi bakış açınızla anlatmak bu işin anahtarıdır" dedi. Şimşek, oyunculuğun hiçbir zaman "şimdi oldum" denilemeyecek bir meslek olduğunu, bu yolculuğun ömür boyu sürdüğünü ifade etti.
Şimşek, Yıldız Kenter’in "Sıradan olun, ama alelade olmayın" sözünü örnek alarak, oyunculukta herkesi farklı kılanın, karakterlerin içsel duygularıyla buluştuğu özgün tat olduğunu vurguladı. Her oyuncunun kendine özgü bir lezzet kattığını ifade eden Şimşek, "Herkesin biricik bir tadı var ve bu oyunculuğun zenginliğini oluşturuyor" değerlendirmesinde bulundu.