Aile sağlığı merkezlerinde görev yapan doktor, hemşire ve ebeler, yeni yönetmeliği protesto etmek amacıyla üç gün sürecek bir iş bırakma eylemine başladı. Tüm Türkiye’de gerçekleştirilen bu eylem, sağlık çalışanlarının hak kayıplarına yönelik endişelerini gündeme taşıyor.
Genel Sağlık-İş Genel Başkan Dr. Derya Uğur, onlara destek olmak amacıyla aile hekimlerinin iş bırakma eylemine katıldı.
Bakanlık tüm uyarı, öneri ve eleştirilerimizi duymazdan gelip bugün 1 Kasım itibariyle yönetmeliği yürürlüğe soktu
Diğer sendikaların, derneklerin katıldığı eylemde ortak bir açıklama yapıldı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı;
"Bu yönetmelik halkın sağlığına ve hekimlerin, sağlık emekçilerinin haklarına bir katkı sağlamayacak"
Sağlık Bakanlığının sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları çözmek için birinci basamak sağlık hizmetlerini ve koruyucu hekimlik uygulamalarını güçlendirecek yapısal düzenlemeler yapmak yerine “Performans ve Ödeme Yönetmeliği” ile ödeme üzerinden değişiklikler yapmaya çalışmasının sorunların büyüklüğünü kavranamamış olduğunu gösterdiği ifade edilen açıklamada, yürürlüğe giren bu yönetmeliğin halkın sağlığına, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin haklarına bir katkı sağlamayacağı belirtildi.
Ortak açıklamada, bu yönetmeliğin koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik gerekli düzenlemeleri içermediği belirtilerek, "Hastalara ve koruyucu hekimlik uygulamalarına yeterli zaman ayrılabilmesine fırsat vermemektedir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Kendi içinde taşıdığı çelişkili uygulamalar ile hekimlerle hastaları karşı karşıya getirerek şiddete zemin hazırlandığı ifade edilen açıklamada, şu ifadeleri kullandı:
"çalışma koşullarını eziyete dönüştürecek bir yönetmeliktir"
Sağlık Bakanlığına çağrı
Ortak açıklamada şunlar yer aldı:
1-Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.
2- Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır.
3-Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.
4-Kadrolu ve güvenceli istihdam modeli ile yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir.
5-Kadrosuz, güvencesiz bir şekilde çalışan emekçiler (gruplandırma elemanları) kadroya geçirilmelidir. Aile hekimlerine ve tüm sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.
6-Gelire katkısı %20’yi geçmeyecek ve yapılan hizmetin niteliğini ödüllendiren bir performans uygulamasına geçilmelidir.
7-Taleplerimizin karşılanabilir olduğunu ve randevu bulunamamasından şiddete kadar sağlık sistemindeki pek çok sorunu çözebileceğini biliyoruz.