Hadi bir senaryo düşünelim. Öğretmeninizin size güvenmediğini, sizden hiçbir şey beklemediğini biliyorsunuz. “Sen yapamazsın, beceremezsin,” gibi bir hava hissediyorsunuz. Sizce bu, performansınızı etkiler mi?
Evet, büyük ihtimalle etkiler. İşte buna Golem Etkisi deniyor. Düşük beklentilerin, insanların davranışlarını olumsuz yönde etkilemesi.
Golem Etkisi, psikolojide önemli bir kavram. İnsanların yeteneklerine inanmayan çevreler, bu düşük beklentileri onlara hissettirince, performanslarının düşmesi neredeyse kaçınılmaz oluyor.
Örneğin, bir çalışanın yöneticisi onun başarılı olacağına hiç inanmıyorsa ve bu olumsuz beklenti açıkça hissediliyorsa, o çalışanın işine olan motivasyonu ciddi şekilde azalabilir. Sonuç? Gerçekten de performansı düşer!
Bunu okuldan da biliyoruz. Bir öğretmen, öğrencisinin başarısız olacağını düşündüğünde ve bunu ima eden davranışlar sergilediğinde, öğrenci ister istemez o beklentiyi karşılar. “Zaten kimse benden iyi bir şey beklemiyor,” diye düşünüp, çaba sarf etmeyi bırakabilir. Kısacası, çevremizdeki insanların bize olan inançsızlığı, başarısızlıkla sonuçlanır.
Hayal edin, bir spor takımının koçu, bazı oyuncularının yetersiz olduğuna inanıyorsa ve bunu her fırsatta hissettiriyorsa... O oyuncuların performansı düşer. Çünkü, “Ben yeterli değilim,” inancı zihne yerleşir. Ve bu, sadece zayıf hissetmekle ilgili değil; gerçekten, beyniniz ve bedeniniz bu inançla uyumlu hale gelir.
Yani, Golem Etkisi, çevremizden aldığımız düşük beklentilerin bizi nasıl olumsuz etkileyebileceğini açıkça gösteriyor.
Kimse başarısız olmayı istemez ama insanlara olan inançsızlık, farkında olmadan o başarısızlığı getirebilir.
İşte bu yüzden, başkalarının potansiyelini küçümsemek, düşündüğümüzden çok daha zararlı olabilir.