Polonya'nın Pien köyünde arkeologlar 2022 yılında, 17. yüzyıldan kalma oldukça sıra dışı bir mezar keşfettiler. Bu mezar, boynuna yerleştirilen orak ve ayağına takılan asma kilit ile birlikte gömülmüş “Zosia” adını verdikleri genç kadına aitti. O dönem Avrupa’da vampir olduğuna inanılan kişilerin mezarlarından çıkmasını önlemek için böyle gömüldüğü biliniyordu.
Bu sebeple Zosia’nın hikayesi, bilim dünyasını ve tarih meraklılarını derinden etkiledi. Zosia, bu mezarla birlikte yalnızca dönemin batıl inançlarını değil, aynı zamanda toplumun dışladığı veya korktuğu bireylerin trajik yaşamlarını da gün yüzüne çıkardı.
VAMPİR AVCILARININ MALZEMELERİ: ORAK VE ASMA KİLİT
Zosia’nın mezarında bulunan orak ve asma kilit, dönemin vampir korkusunu yansıtan birer semboldü. Avrupa’nın farklı bölgelerinde, vampir olduklarına inanılan ölülerin göğüslerine veya boyunlarına orak yerleştirilir ve mezardan çıkmaları engellenirdi. Asma kilit ise ölen kişinin ruhunun mezara hapsedilmesi gerektiğine dair bir inancın simgesiydi. Bu ritüeller, insanların hastalıklar veya doğal afetler karşısında hissettiği korkunun ifadesi olarak görülüyordu.
ZOSİA’NIN SAĞLIK SORUNLARI
Zosia’nın iskeleti üzerinde yapılan incelemeler, genç kadının muhtemelen İskandinav kökenli olduğunu ve yaklaşık 18 yaşında öldüğünü gösteriyor. DNA analizleri, onun çocuk yaşlarda ölmüş olabileceğini ve hatta göğüs kemiğinde muhtemelen ölümcül bir tümör olan hemangioma taşıdığını ortaya çıkardı.
BAYILMALARI NEDENİYLE VAMPİR SANILMIŞ OLABİLİR
Tümör, onun bayılmalara neden olan ani sağlık sorunları yaşamasına yol açmış olabilir ve bu nedenle toplumda garip biri olarak algılanmış olabilir. Ani ve beklenmedik bayılmalar, çevresindekiler tarafından yanlış anlaşılmış hatta onun doğaüstü güçlere sahip olduğuna inanılmasına neden olmuş olabilir.
ZOSİA’NIN YÜZÜ YENİDEN HAYAT BULDU
İsveçli arkeolog Oscar Nilsson, Zosia'nın yüzünü yeniden oluşturmak için DNA verileri, 3D baskı ve modelleme kili kullandı. Nilsson’un bu çalışması, Zosia’nın insani yönünü vurgulamayı ve onu yalnızca bir “vampir” olarak değil toplumda yanlış anlaşılan bir birey olarak tanıtmayı amaçladı. Gözlerinde bir hüzün, yüz hatlarında genç yaşına rağmen çektiği sıkıntıları barındıran Zosia’nın portresi, izleyenlere tarih boyunca damgalanmış bireylerin yaşadığı zorlukları bir kez daha hatırlatıyor.
VAMPİR KORKUSUNUN GÖLGESİNDE KALAN YAŞAMLAR
Zosia’nın hikayesi, 17. yüzyıl Avrupa’sındaki yaygın batıl inançların toplumda ne kadar güçlü bir etki yarattığını gösteriyor. Özellikle hastalıklar ve ölümler gibi nedenlerin açıklanamadığı dönemlerde, toplumun bazı bireyleri bu korkunun kurbanı oluyordu. Zosia da bu batıl inançların ve korkuların yansıması olarak toplumdan dışlanarak vampir damgasıyla gömüldü.