Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 15 Kasım 1983 tarihinde ilan edildi. KKTC, Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin etme hakkını kullanarak kurduğu bağımsız bir devlet olarak uluslararası kamuoyuna duyuruldu. Ancak Kuzey Kıbrıs, Türkiye dışında herhangi bir ülke tarafından tanınmamaktadır.
41. yıl dönümü kutlanan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşu, Türkiye tarihinde önemli bir yere sahiptir. KKTC'nin kuruluşu, 1960'ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki Türk ve Rum halkları arasındaki anlaşmazlıklar ve 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrası gelişen siyasi süreçlerin bir sonucu olarak gerçekleşti. Peki Kıbrıs Barış Harekatı nedir, ne zaman yapıldı?
1974 Kıbrıs Barış Harekatı, Türkiye tarafından, Kıbrıs Türk halkını koruma amacıyla gerçekleştirilen ve Kıbrıs Adası’nın siyasi geleceğinde belirleyici bir rol oynayan askeri bir müdahaledir. Harekat, özellikle adada yaşayan Türk ve Rum toplumları arasında yıllar süren anlaşmazlıkların tırmandığı bir dönemde düzenlendi ve hem Kıbrıs’ta hem de uluslararası arenada önemli sonuçlar doğurdu.
1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, adada yaşayan Türk ve Rum toplumları arasında eşit haklara dayalı bir yapı öngörüyordu. Ancak kısa sürede yönetim paylaşımı ve toplumsal anlaşmazlıklar, Kıbrıs Türklerine yönelik saldırı ve baskılara yol açtı. 1963’te başlayan "Kanlı Noel" saldırıları, Kıbrıs Türklerinin ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalmasına neden oldu. Adadaki gerginlik, 15 Temmuz 1974'te Yunanistan'daki cunta yönetiminin desteklediği aşırı sağcı EOKA-B örgütünün darbe yaparak Makarios’u devirmesi ve "Enosis" (Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı) amacını ilan etmesiyle daha da arttı. Türkiye, Kıbrıs Türk halkını koruma yükümlülüğü ile adaya müdahale etme kararı aldı.
20 Temmuz 1974: Birinci Aşama
Türkiye, 1960 Garanti Antlaşması çerçevesinde hareket ettiğini belirterek, diplomatik girişimlerden sonuç alınamayınca 20 Temmuz 1974’te harekâtı başlattı. Türk Silahlı Kuvvetleri, adanın kuzey kıyısına çıkarma yaparak Kıbrıs Türklerini koruma amacı güden askeri harekâtı başlattı. Harekâtın ilk safhasında Girne kıyılarından adaya giren Türk birlikleri, kısa sürede Lefkoşa’ya ulaştı ve başkent çevresinde güvenli bir alan oluşturdu. Bu süreçte binlerce Kıbrıslı Türk ve Rum, savaşın yarattığı koşullardan etkilendi ve birçok kişi göç etmek zorunda kaldı.
Ateşkes ve İkinci Aşama
20 Temmuz’da başlayan ilk aşama ardından taraflar arasında geçici bir ateşkes ilan edildi. Ancak, diplomatik girişimlerde çözüm sağlanamaması üzerine 14 Ağustos’ta harekâtın ikinci aşaması başladı. Türk Silahlı Kuvvetleri, adanın kuzey kısmını güvenli bir bölge haline getirmek amacıyla ilerleyişini sürdürdü. İkinci harekatın ardından adanın %37’si Türk kontrolü altına alındı. Bu askeri ilerleme ile kuzeyde Kıbrıs Türklerinin güvenli bir şekilde yaşayabileceği bir bölge oluşturuldu.
Kıbrıs Barış Harekatı, adadaki Rum yönetiminin darbe girişimiyle başlayan siyasi krize son verdi ancak ada üzerindeki bölünmüşlüğü pekiştirdi. Türkiye'nin müdahalesi, Kıbrıs Türklerinin güvenliğini sağlarken, adanın kuzey ve güney olarak ikiye bölünmesine neden oldu. 1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu; ardından 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi.
Kıbrıs Barış Harekatı, uluslararası alanda da geniş yankı buldu. Birleşmiş Milletler ve birçok Batılı ülke, Türkiye'nin müdahalesini işgal olarak nitelendirerek eleştirdi. Buna karşın Türkiye, Kıbrıs Türk toplumunun güvenliği ve uluslararası anlaşmalardan doğan haklarına dayanarak harekatın meşruiyetini savundu. Harekat sonrasında BM’nin gözetiminde sürdürülen müzakerelerden kalıcı bir çözüm çıkmadı ve Kıbrıs sorunu uluslararası bir mesele olarak varlığını korumaya devam etti.
Kıbrıs Barış Harekatı, Kıbrıs Türk halkının varlığını korumada hayati bir dönüm noktası olarak tarihe geçti. Adada barışın sağlanması amacıyla gerçekleştirilen bu müdahale, Kıbrıs Türklerinin güvenli bir bölgede kendi kendini yönetme imkanını sağladı. Ancak adanın kuzeyi ile güneyi arasındaki bölünme, halen çözülememiş bir sorun olarak günümüzde de etkilerini sürdürüyor.