Her Detayı Hatırlamak Mucize mi, Yoksa Yük mü?
Düşünsenize, hayatınızdaki her anı, her günü en ince ayrıntısına kadar hatırlıyorsunuz.
12 yıl önceki bir pazartesi günü ne yediğinizi, o gün havanın nasıl olduğunu, arkadaşınızla ne konuştuğunuzu... Hepsi, dün yaşanmış gibi zihninizde.
İşte bu duruma Hipertimezi deniyor. Olağanüstü bir otobiyografik belleğe sahip olan insanların yaşadığı bir şey.
Normalde hepimiz anılarımızı biraz flu hatırlarız, değil mi? Bazı detaylar silinir, bazıları çarpıtılır. Ama Hipertimeziye sahip kişiler için geçmiş bir sis bulutu değil; capcanlı, renkli bir arşiv gibi.
Ne zaman bir tarih sorsanız, onlar hemen size o günle ilgili her şeyi söyleyebilir. “20 Mart 2010 ne yaptın?” derseniz, “Ah, o gün yağmur yağıyordu, annemle sinemaya gitmiştim,” gibi net bir cevap alırsınız.
Gerçekten inanılmaz!
Ama bu, her zaman bir süper güç gibi hissettirmiyor. Düşünsenize, sadece mutlu anıları değil, üzücü ve travmatik anıları da unutamıyorsunuz. Kalp kırıklıkları, kavgalar, kayıplar...
Hepsi zihninizde, canlı bir şekilde duruyor. Her an, her ayrıntıyı tekrar yaşamak zorunda kalmak, bazen oldukça yorucu olabilir. Hipertimeziye sahip kişiler, anıların ağırlığı altında ezilme hissi yaşayabilir.
Tam olarak sebebi bilinmiyor ama bilim insanları, beynin belirli bölgelerinin aşırı aktif olabileceğini düşünüyor. Yani, bu durumun bir tür nörolojik farklılıkla ilgili olabileceği varsayılıyor.
Hipertimezisi olan kişiler, anıları sadece hatırlamıyor; sanki zaman yolculuğu yapıyormuş gibi o anıya geri dönüyorlar. Bu, hem büyüleyici hem de biraz ürkütücü, değil mi?
Herkes geçmişini hatırlamak ister. Ama Hipertimezi, bu hatırlamanın sınırlarını zorluyor. Unutmanın bazen ne kadar değerli olduğunu fark etmemizi sağlıyor.
Çünkü bazen, bazı anılar gitmeye bırakılmalı, hafif bir sisin içinde kaybolmalı...
Ama Hipertimeziye sahip olanlar için, her an, her duygu, taptaze kalıyor.
Güzellik mi, yoksa bir yük mü? Karar vermek zor!