Fikirleriniz Gerçekten Sizin mi?
Kriptomnezi, bir düşünce ya da fikri sanki kendi orijinal fikrinizmiş gibi hatırlamak ama aslında onun bir anıdan ya da daha önceki bir kaynaktan gelmiş olması durumudur.
Kulağa biraz tuhaf geliyor, değil mi?
Şöyle düşünün: Bir yazar, bir hikaye yazarken mükemmel bir fikir bulduğunu sanır, ama daha sonra o fikrin yıllar önce okuduğu bir kitaptan gelmiş olduğunu fark eder. Yani, bir başkasının fikrini hatırlamadan kullanır ama bunu kendisinin ürettiğine inanır.
Bu durum, farkında olmadan fikir “çalmak” gibi gelebilir, ama aslında bilinçli bir davranış değildir.
Kriptomnezi, beynimizin nasıl çalıştığına dair ilginç bir örnektir. Zihnimiz bazen anıları o kadar derinlerde saklar ki, onları hatırladığımızda, kaynağını unutmuş oluruz. Böylece, sanki tamamen bize ait yeni bir düşünceymiş gibi hissedebiliriz.
Kriptomnezi özellikle yaratıcı alanlarda ilginç sonuçlara yol açabilir. Örneğin, bir müzisyen bir melodi bestelediğinde, o melodiyi daha önce bir yerlerde duymuş olabilir, ama bilinçli olarak hatırlamaz. Ya da bir yazar, bir olay örgüsü kurgularken, aslında çoktan yazılmış bir hikayeyi kopyalayabilir, ancak bu farkında olmadan gerçekleşir.
Neden böyle olur?
Beynimiz bazen bir bilgiyi nereden öğrendiğimizi ya da duyduğumuzu tam olarak etiketleyemez. Bir şeyleri hatırlarız ama kaynak bulanık kalır. Özellikle yaratıcı süreçlerde, birçok ilham kaynağı zihnimizde karıştığı için, bu durumun ortaya çıkması daha olasıdır.
Sonuç?
O “dâhiyane” fikrin aslında sizin değil, çok önceden bir yerlerden aklınıza kazınmış olabileceği gerçeği!
Kriptomnezi, yaratıcı beyinler için büyük bir tuzak gibi görünse de, beynimizin ne kadar karmaşık olduğunu ve bazen hafızamızın oyunlar oynadığını gösteriyor.
İlhamın sınırlarında dolaşırken, bazen bu tuhaf hafıza yanılgısına düşmek çok normal!