GÜNEY AFRİKA'NIN İSRAİL'E KARŞI SOYKIRIM DAVASI GÜÇLENİYOR
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Lahey Büyükelçisi Vusi Madonsela, İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) açılan soykırım davasının seyrini güçlendiren yeni deliller sunduklarını açıkladı. Büyükelçi Madonsela, konuyla ilgili AA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.
YENİ DELİLLER DAVAYI GÜÇLENDİRİYOR
Madonsela, 28 Ekim'de UAD'ye sunulan ana dilekçe ve eklerinin 750 sayfa olduğunu belirtirken, toplam belge ve doküman sayısının 4.000'i aştığını söyledi. Bu kapsamlı dokümanların, İsrail'in Gazze'de işlediği iddia edilen soykırım suçuna dair güçlü kanıtlar içerdiğini ifade etti.
"KANITLAR HER GEÇEN GÜN ARTIYOR"
Büyükelçi, diğer soykırım davalarından farklı olarak bu davanın hâlen devam eden bir soykırımı ele aldığını vurguladı. "Bu nedenle her gün yeni belgeler ve görsel-işitsel materyaller ekleniyor. Kanıtlarımız sürekli artıyor." ifadelerini kullanan Madonsela, UAD'nin yeni uygulama direktifi gereği ana dilekçeye eklenebilecek belge sayısının 750 ile sınırlandırıldığını hatırlattı.
FAZLALIK SORUNU: "KANIT EKSİĞİ DEĞİL, KANIT ÇOKLUĞU"
Madonsela, kanıt fazlalığı nedeniyle seçici bir çalışma yürüttüklerini belirterek, "Asıl sorunumuz kanıt eksikliği değil fazlalığı oldu. Davamızı en iyi şekilde destekleyecek delilleri titizlikle seçtik. Dilekçemizde uluslararası hukuka uygun olarak soykırım suçunun tüm unsurlarını ortaya koyduk ve bunları kanıtlayan delilleri sunduk." dedi.
KAPSAMLI DELİL HAVUZU
Büyükelçi, delillerin yazılı belgelerden, görsel-işitsel materyallere, mağdur ifadelerinden, görgü tanıklarının beyanlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığını ifade etti. Ayrıca sahada görev yapan sağlık personelinin tanıklıkları ve Birleşmiş Milletler kurumlarının raporlarının da deliller arasında yer aldığını belirtti.
SOYKIRIM NİYETİ AÇIKÇA İFADE EDİLDİ
Güney Afrika’nın İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açtığı soykırım davasında yeni deliller dikkat çekiyor. Büyükelçi Vusi Madonsela, geçici tedbir taleplerinde sunulan delillerin çok daha ötesinde yeni kanıtlar topladıklarını ve bu verilerin davalarını daha da güçlendirdiğini belirtti.
Madonsela, "Soykırım niyetinin bu kadar açıkça ifade edilmesi çok nadir rastlanan bir durumdur." dedi. İsrail devletinin hemen her kademesinden yetkililerin, Gazze'yi insansızlaştırma niyetlerini açıkça dile getirdiğini vurgulayan Madonsela, bu ifadelerin dava açısından güçlü bir unsur oluşturduğunu ifade etti.
UAD’DEKİ SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
Madonsela, İsrail’in 28 Ocak 2025 tarihine kadar UAD’nin yargı yetkisi ve davanın kabul edilebilirliğine ilişkin ön itirazda bulunma hakkı bulunduğunu belirtti. Eğer İsrail bu hakkı kullanırsa mahkemenin bu itirazları değerlendireceğini, devamında davanın kaderine karar vereceğini söyledi.
İTİRAZ SONRASI AŞAMALAR
İsrail'in ön itirazda bulunmaması durumunda, 28 Temmuz 2025 tarihine kadar cevap dilekçesini sunması gerektiğini açıklayan Madonsela, itirazların reddedilmesi halinde ise bu sürecin mahkemenin kararına göre ileri bir tarihe erteleneceğini dile getirdi. Mahkemenin ön itirazlara ilişkin kararından itibaren 9 aylık cevap süresinin başlayacağını ifade etti. Madonsela, mahkeme sürecinin titizlikle ilerleyeceğini ve bu durumun davanın esasına dair önemli bir süreç olacağını sözlerine ekledi.
DAVAYA MÜDAHİL ÜLKELERİN SAYISI ARTIYOR
Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı soykırım davasında, aralarında Türkiye ve Filistin’in de bulunduğu 10 ülke müdahillik bildiriminde bulunarak Güney Afrika’ya destek verdi. Büyükelçi Vusi Madonsela, bu ülkelerin mahkemeye sunduğu görüşlerin, Gazze’de yaşananların değerlendirilmesine katkı sağlayacağını belirtti. Yeni müdahilliklerin de kısa süre içinde gerçekleşmesi bekleniyor.
TÜRKİYE’NİN DE MÜDAHİL OLMASI AN MESELESİ
Madonsela, “Pek çok ülkeden yazılı müdahillik bildirimleri aldık. Müdahale kararlarının uygulamaya geçmesi artık bir zaman meselesi.” dedi. Davaya müdahillik için son tarihin İsrail’in cevap dilekçesini sunacağı 28 Temmuz 2025 olduğunu hatırlattı.
UCM TUTUKLAMA KARARI TALEBİNDE İNGİLTERE FAKTÖRÜ
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcısının İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama talebinde bulunması, İngiltere’nin yargı yetkisi itirazıyla uzama riskiyle karşı karşıya. Madonsela, İngiltere’nin bu müdahalesini “benzeri görülmemiş bir durum” olarak nitelendirdi ve diğer ülkeler için emsal oluşturduğunu ifade etti.
Madonsela, İngiltere’nin müdahalesinin ardından Güney Afrika’nın da sürece katıldığını ve diğer devletler ile bireylerin de müdahil olduğunu söyledi. Mahkemenin yazılı başvurulara ilişkin kararının hâlâ beklendiğini ekledi.
ULUSLARARASI YARGI SİSTEMİNE GÜVEN
Büyükelçi Madonsela, İsrail’in işlediği iddia edilen soykırım suçları nedeniyle uluslararası yargı sistemi önünde hesap vereceğine inandığını dile getirdi. “Ne olacağını kesin olarak söyleyemem ancak uluslararası sistemin işleyeceğine ve İsrail’in Uluslararası Adalet Divanında hesap vereceğine dair umudum var.” ifadelerini kullandı.
SOYKIRIM SUÇUNA KARIŞANLAR YARGILANMALI
Madonsela, soykırım suçuna karışan bireylerin de yargılanması gerektiğinin altını çizerek, “Soykırımı teşvik eden veya doğrudan işleyen siyasetçiler ve diğer kişiler de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde hesap vermeli.” dedi.