ABD yönetimi ve Kongre üyeleri, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında aldığı tutuklama kararını reddetti. Aynı isimlerin, 2023’te Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için alınan benzer bir kararı alkışlamış olması, bu tutum farkını gündeme taşıdı.
PUTİN’İN TUTUKLANMASINA DESTEK
UCM, Mart 2023’te Ukrayna’daki savaş suçları nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova hakkında tutuklama kararı almıştı. ABD Başkanı Joe Biden, bu kararı “yerinde” bulduğunu açıklamış, Dışişleri Bakanı Antony Blinken de üye ülkelerin bu karara uyması gerektiğini vurgulamıştı. Senatör Lindsey Graham, Putin’in bir savaş suçlusu olarak yargılanması gerektiğini ifade etmişti. Bu açıklamalar, Washington’ın UCM kararına olan desteğini net bir şekilde ortaya koymuştu.
NETANYAHU KARARINA TEPKİ
UCM’nin, Gazze’de işlenen savaş suçları nedeniyle Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararı, ABD tarafından kabul görmedi. Biden yönetimi, İsrail’in UCM üyesi olmadığını ve mahkemenin bu ülkede yargı yetkisi bulunmadığını öne sürdü. Ancak aynı durum, Rusya için de geçerliydi. Rusya da UCM üyesi olmamasına rağmen, Washington, Putin hakkındaki kararı memnuniyetle karşılamıştı.
ÇİFTE STANDART ELEŞTİRİLERİ
Bu tutum farklılıkları, ABD’nin uluslararası hukuk konusundaki çifte standart uyguladığı eleştirilerine neden oldu. Özellikle, UCM’nin Netanyahu hakkında aldığı kararı reddeden ABD yetkililerinin, aynı mahkemenin Putin hakkındaki kararına olumlu yaklaşması dikkat çekiyor. ABD yönetimi, Netanyahu’ya yönelik karara tepki gösterirken, bazı Kongre üyeleri UCM Başsavcısı Kerim Han’a yönelik yaptırım çağrısında bulundu.
UCM’NİN GEREKÇESİ
UCM, Netanyahu ve Gallant hakkında Gazze’deki savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama kararı çıkardı. Mahkeme, Gazze’deki saldırılarda uluslararası hukukun ihlal edildiğini belirtti. Rusya’ya yönelik karar, Ukrayna’da savaş suçları işlendiği gerekçesiyle alınmış ve özellikle çocukların zorla Rusya’ya götürülmesi suçlaması öne çıkarılmıştı.