Sosyal medyada insanlar genellikle hayatlarının en "mutlu" ve "mükemmel" anlarını paylaşır. Ancak bu paylaşımlar, gerçek mutluluğu yansıtmak yerine, bir onay arayışı veya idealize edilmiş bir görüntü oluşturabiliyor. Bu durum, sosyal medyada sürekli mutluluk görüp gerçek hayatında zorluk yaşayan kişilerde kıyaslama, yetersizlik hissi ve mutsuzluk yaratabiliyor.
Mutsuzluk artışının nedenleri arasında ekonomik sıkıntılar, toplumsal belirsizlikler ve sosyal güvenin azalması gibi faktörler öne çıkıyor. Artan enflasyon, genç işsizliği ve geleceğe yönelik umutların azalması, mutsuzluk oranlarını yükselten başlıca etkenler arasında yer alıyor. Toplumsal bağların zayıflaması ve sosyal uyumun bozulması da bu durumu pekiştiriyor. Sosyal medya ise bu mutsuzluğu bazen daha da derinleştirebiliyor, çünkü insanlar orada gördükleri "ideal hayatlar" ile kendi yaşamlarını karşılaştırıyor ve kendilerini yetersiz hissedebiliyor.
Sosyal Medya "Mutlu" Gösteriyor Ama...
Peki, sosyal medyada sürekli kendini göstermek, ilgi odağı olmak ve onay almak Histriyonik Kişilik Bozukluğu'na işaret ediyor olabilir mi? Peki, nedir ''Histriyonik Kişilik Bozukluğu''...
Histriyonik Kişilik Bozukluğu (HPB), kişinin aşırı duygusal tepkiler gösterdiği ve sürekli olarak ilgi odağı olmak istediği bir kişilik bozukluğudur. "Histerik" olarak da adlandırılan bu durum, dramatik davranışlar, onaylanma arzusu ve ilişkilerde sığ duygularla kendini gösterir. Örneğin, bir birey sosyal medyada sürekli en dikkat çekici ve abartılı içerikler paylaşabilir, çünkü bunun ona övgü ve ilgi kazandıracağını düşünür.
Bu rahatsızlıkla ilgili bazı yaygın belirtiler şunlardır:
Histriyonik Kişilik Bozukluğu'nun oluşumunda genetik, çevresel ve psikolojik faktörler etkilidir. Çocuklukta aşırı ilgi gösterilen ya da duygusal olarak ihmal edilen bireylerde bu bozukluğun gelişme riski daha yüksek olabilir. Ayrıca dışa dönük kişilik özellikleri ve sosyal medyanın tetiklediği "onaylanma kültürü" bu durumu daha belirgin hale getirebiliyor.
Evet, histriyonik kişilik bozukluğu terapi ile tedavi edilebilir. Bireysel terapi, kişinin aşırı duygusal tepkilerini kontrol etmesine ve daha sağlıklı ilişkiler kurmasına yardımcı olabilir. Ancak, bireyler genellikle sorunlarını kabul etmekte zorlandığı için, tedavi sürecine başlamak bazen güç olabiliyor.
Sosyal medya, bu rahatsızlığın etkilerini artırabilecek bir platform sunuyor. Ancak, bu tür davranışların arkasındaki nedenleri anlamak ve doğru destek almak, hem bireyin hem de çevresindekilerin hayatını kolaylaştırabiliyor.