CARİ AÇIKLA MÜCADELEDE YERLİ ÜRETİM VURGUSU
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, cari açığın sürdürülebilir bir seviyeye çekilmesi ve ekonomik istikrarın sağlanması için yerli ürün ve hizmetlerin kullanımının bir tercih değil, stratejik bir zorunluluk olduğunu ifade etti. Baran, bu yaklaşımın yalnızca ekonomik değil, sosyal bir sorumluluk olduğunu vurgulayarak, tüm kamu kurumları, üniversiteler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerini ürün ve hizmet alımlarında yerli tercihini benimsemeye çağırdı.
KASIM AYI OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
ATO’nun Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Mustafa Deryal’in başkanlığında, ATO Meclis ve Komite Üyeleri’nin katılımıyla düzenlendi. ATO Meclis Salonu’nda gerçekleşen toplantıda, Gürsel Baran hem yönetim kurulu çalışmalarına ilişkin bilgi verdi hem de dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri değerlendirdi.
TÜRKİYE’NİN EKONOMİK DİRENCİNİN KORUNMASI GEREKİYOR
Toplantıda dünya ekonomisinin sancılı bir süreçten geçtiğine işaret eden Baran, Türkiye’nin yoğun savaş ve çatışmaların yaşandığı bir coğrafyada yer aldığını ve bu koşullarda ekonomik gücünü muhafaza etmesinin hayati önem taşıdığını söyledi. Baran, uzun yıllardır sürdürülebilir bir düzeye indirilmeye çalışılan cari açık sorununa dikkat çekerek, bu problemin çözümünde üretim ve istihdamın artırılmasının kritik rol oynadığını belirtti.
KAMU VE ÖZEL SEKTÖR İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ
Ankara Ticaret Odası olarak yerli üretimin desteklenmesini bir misyon edindiklerini söyleyen Baran, üretim ve istihdamın güçlenmesinde kamu ve özel sektör işbirliğinin anahtar rol oynadığını dile getirdi. Baran, yerli ürünlerin tercih edilmesiyle ekonomide sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabileceğini ve bu durumun toplumsal sorumluluk bilinciyle de örtüştüğünü ifade etti.
BARAN’DAN YERLİ ÜRETİM VURGUSU
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, yerli ürün ve hizmetlerin tercih edilmesi konusunda tüm kamu kurumları, üniversiteler, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarına çağrıda bulundu. Baran, cari açık sorununun çözümünde yerli üretim ve milli bakış açısının stratejik bir gereklilik olduğunu belirtti.
Baran, yerli üretimin kamu alımlarında daha fazla yer bulmasının önemine değinerek, "İhtiyaç duyulan ürün ve hizmetlerin Türkiye’den kaliteli bir şekilde sağlanabileceği bir ortamda, önceliğin bu kalemlere verilmesi artık bir tercih değil, zorunluluktur. Gelişen üretim altyapımız ve nitelikli insan kaynağımız sayesinde iç piyasamızı canlandıracak bu yaklaşımın benimsenmesi gerekiyor." dedi. Yerli tercihin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir sorumluluk olduğuna dikkat çeken Baran, bu anlayışın tüm kurumlarca benimsenmesi gerektiğini söyledi.
KAYIT DIŞILIĞI ÖNLEME ÇALIŞMALARINA DESTEK
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın akaryakıt sektöründe kayıt dışılığı engellemeye yönelik geliştirdiği Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi’nin (UTTS) devreye alınmasına ilişkin konuşan Baran, sistemin işletmelere getireceği mali yük nedeniyle yürürlük tarihinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Baran, 1 Ocak 2025’te uygulanmaya başlanacak olan UTTS’nin işletmeler açısından hazırlık gerektiren maliyetler oluşturduğunu belirtti.
EK MALİYETLER SEKTÖRLERİ ZORLAYABİLİR
UTTS kapsamında, taşıtlara monte edilecek Taşıt Tanıma Birimi sayesinde araçların plaka ve mükellef bilgileri akaryakıt alımı sırasında otomatik olarak iletilecek. Ancak bu sistemin uygulanması için ortaya çıkacak maliyetlerin üyeler tarafından dile getirildiğini söyleyen Baran, "Kayıt dışı ekonomiyle mücadelede yapılan çalışmaları destekliyoruz, ancak bu uygulama ticari faaliyetlerini sürdüren işletmelere ciddi bir yük getirebilir. Hazine ve Maliye Bakanlığımızdan bu tarihin yeniden değerlendirilmesini istiyoruz." dedi.